Velayet Davası

Velayet davası çocuk için açılan davalardan biridir. Çocuğun velayetinin kendisinde olmaması durumunda kişi eşe karşı dava açmaktadır. Yasal bir sebep bulunmadığı sürece velayet anne ve babadan alınamamaktadır. İzmir boşanma avukatı, velayet davalarında sizlere yardımcı olmakta, gereken tüm işlemleri sağlamaktadır. Eğer velayet davası açmayı düşünüyorsanız avukatla birlikte hareket etmeniz faydanıza olacaktı. Velayet davalarına bakan mahkeme, aile mahkemesidir.

Velayetin değiştirilmesi ya da düzenlenmesi durumları mevcut olup burada asıl amaç çocuğu güvence altına alıp yararlarını gözetmektir. Evlilik kurumunun devam etmesi halinde velayet her iki tarafça kullanılmaktadır. Boşanma gerçekleşmiş ise velayet mahkeme tarafından eşlerden birine verilmekte, genellikle çocuğun kime bırakıldığına bakılmaktadır. Çocuğun velayeti, anne veya babanın ölümü durumunda ise sağ kalan tarafa verilmektedir. Velayet davalarını en verimli şekilde yönlendiren Kalemci Hukuk Bürosu, sizlere hizmet sağlamakta, tüm sorularınızı yanıtlamaktadır.

Velayet Davası Ne Kadar Sürer?

Velayet davası iki tarafı da yorabilen süreçlerden biridir. Davanın kolay geçmesi ve usule uygun yapılması için İzmir boşanma avukatı tavsiye kısımları dikkate alınmalıdır. Eşler velayet taleplerini boşanma süreci içerisinde belirtebilir. Ardından boşanma davasının kararından sonra velayet kısmı da hakim tarafından karara bağlanır. Velayet hususu genellikle avukatlar aracılığıyla eşler arasında görüşülüp uzlaşma yoluyla da çözülebilmektedir. Fakat boşanma sonrasında eşler arasında yaşanan;

  • Çocuğu görmeyi engellemek,
  • Çocuğun tercih hakkının değişmesi,
  • Çocuğun bakımını karşılamama gibi durumlarda, velayete sahip olan eşe karşı velayetin değiştirilmesi ya da kaldırılması için tekrardan dava açılabilmektedir.

Velayet davasının süresi de dava dosyası ve çeşitli faktörlere göre değişken olabilmektedir. Bu davaların sonuçlanmasında makul olan süre genellikle 209 gündür. Sürece etki eden faktörler ise şu şekildedir;

  • Dava açılan mahkemenin yoğunluğu,
  • Personel izin durumları,
  • Tayin durumları,
  • Tebligat adresiyle ilgili olumsuzluklar,
  • Adli tatil süreçleri.

Velayet davasında, dilekçe incelemeleri ve duruşma öncesi ön inceleme süreci bulunmaktadır. Ön incelemenin tamamlanmasının ardından eksik delillerin toplanması süreci başlamaktadır ve 2. duruşma belirlenmektedir. Bu süre ortalama 70 günü bulabilmektedir. Daha sonrasında ise kararın yazılma aşaması devreye girerek bu süre 30 günü bulabilmektedir. Tüm bu süreçlerde rapor hazırlanması ve en iyi şekilde savunma yapılabilmesi için destek alınmalıdır.

Velayet Davası Nasıl Açılır?

Velayet davasının nasıl açılacağı konusunda bilgi sahibi olmak istiyorsanız yazımızı referans alabilir, Av. Ertuğrul Kalemci ve ekibi ile iletişime geçebilirsiniz. Öncelikle bu dava çeşidi çocuğun velayetini diğer eşten almak için açılmaktadır. Velayet dava sonucu ile anneden babaya ya da babadan anneye geçebilmektedir. Velayet davası ile velayet değişikliğini talep edebilir bazı şartlar sonucu velayet değişikliğine karar verilmektedir. Velayet davasını açmak için;

  • Aile mahkemelerinden birine dilekçe vermelisiniz. Aile mahkemesi olmaması durumunda ise asliye hukuk mahkemelerine başvurabilirsiniz.
  • Açılan dava sonrasında yetkili mercii her iki eşin evlerine pedagog yollamaktadır. Pedagogun yanı sıra sosyal hizmet çalışanları da gelebilmektedir. Buradaki amaç evin durumuna ve çocuğa uygunluğuna bakıp çocuk-ebeveyn ilişkisini göz etmektir. Uzman gözlemleri sonucu bu hususlar rapor edilip mahkemeye sunulur. İzmir boşanma avukatı tavsiye edilenlere göre de bu etken mahkemede oldukça etkili sonuçlara sebep olmaktadır.
  • Bu davada ebeveynlere düşen yükümlülüklerden birisi de çocuğun kendisinde neden kalmasını istediğine dair savunma hazırlamalarıdır. Bu durumda işin uzmanı avukatlardan destek almak size avantaj sağlayacaktır.
  • Bu faktörlerin yanı sıra çocuğun yaşı ve durumu da oldukça önemlidir. Davanın yönünü değiştirebilen etken çocuğun belli yaşa gelmiş olması ve hangi tarafı isteyecek olmasıdır.

En çok sorulan ve araştırılan hususlardan biri de boşanmada kusurlu bulunan kişiye velayet verilip verilmeyeceği durumudur. Bu durum doğrudan doğruya etkili olmamakla birlikte çocuğun menfaati önemsenmektedir. Kusurun durumu ve boyutuna göre hakim karar vermektedir. Sizler de velayet davaları ve İzmir boşanma avukatı ücreti durumlarını merak ediyorsanız bizimle iletişime geçerek detaylı bilgi alabilirsiniz.

Evrakta Sahtecilik

İzmir asliye ceza avukatları, evrakta sahtecilik ve ortaya çıkarabileceği hususlar konusunda detaylı olarak bilgilendirme yapmaktadır. Evrakta sahtecilik, kamu ile ilgili suçlar arasında sayılmaktadır. Resmi evrakta sahtecilik ve özel evrakta sahtecilik olarak ayrılmaktadır. Kasten işlenmiş bu suçların cezaları bulunmaktadır. Şu üç farklı seçimlik hareketten birini işleyen kişi bu suçu işlemiş sayılmaktadır. Bunlar;

  • Sahte resmi belge üretmek ve buna bağlı olarak belgenin gerçeğe aykırı olması,
  • Gerçek resmi belgenin kişileri kandıracak ve aldatacak şekilde değiştirilmesi,
  • Düzenlenen sahte evrağın kullanılması durumudur.

Bununla birlikte bir görevli yetkisi bulunmaması durumunda gerçekle ters düşen belge hazırladığında da evrakta sahtecilik suçu işlemiş olur. Suçuyla beraber cezası da artmaktadır. Sizler de bu durumla karşı karşıya kalmışsanız yapabileceğiniz en iyi şey ceza avukatı İzmir ile iletişime geçip yardım almaktır. Özel ve resmi evrakta sahtecilik durumlarında ise ortaya çıkan en önemli farklar şu şekildedir;

Resmi evrakta;

  • Suçun meydana gelmesi için belgenin düzenlendikten sonra kullanımı olmasına gerek yoktur. Bu faaliyetlerden sadece birinin yerine getirilmesi suçu işlenmiş kılar. Belgeyi düzenleyip kullanmamanız suçu işlemediğiniz anlamına gelmemektedir. Resmi evrakta sahtecilikte, evrağın doğru halinin resmi memur tarafından düzenlenebilen belgelerden olması gerekir.

Özel evrakta;

  • Türk Ceza Kanunu ve ağır ceza avukatları, özel evrakta sahteciliğin olması için birden fazla seçimliliğin olmasına işaret etmiştir. Suç sayılması için evrağın hem sahte olarak düzenlenmesi hem de kullanılması gerekir.

Resmi evrakta sahtecilik emsal kararlar

Emsal kararlar, mahkeme tarafından verilmiş bir kararın, buna benzer bir hukuki uyuşmazlıkta uygulanabilir olmasını ifade etmektedir. Anayasa ve Yargıtay mahkemesi kararlarının emsal olma özelliği öne çıkmaktadır. Resmi evrakta sahtecilik emsal kararlar mahkeme tarafından verilmektedir. Bu süreçle karşı karşıya kaldığınızda İzmir avukat yardımına başvurmanız gerekmektedir. Aksi halde yanlışa sapabilir, doğruluktan şaşabilirsiniz. Alanında uzman avukatlar yardımıyla gerekli işlemleri başlatarak emsal kararları hakkında ön bilgi edinebilirsiniz. Hakimlerin karar verdiği birkaç emsal kararından bahsedecek olursak;

  • Resmi evrakta sahtecilik suçlarında zarar kısmı devreye girmektedir. Fiilen zarar aranmamakla birlikte imkan ve ihtimallerin yeterli olması önemlidir.
  • Mahkemeyi yanıltmak ve tebligatın farklı adrese gitmesi gibi durumlar emsal kararlar arasındadır.
  • Belge veya evrağın aldatma durumuna bakılmaktadır. Örneğin fotoğrafta soğuk mühür izine rastlamamak belgenin sahte olduğunu göstermektedir.
  • Boşanma davalarında sıklıkla rastlanan eş olarak farklı birinin imzasını göstererek usulsüz tebligat yapılmasını sağlamakta emsal kararlara dahildir.
  • Mühüre yapılan sahte işlemler ‘mühürde sahtecilik’ adı altıyla değerlendirilmektedir ve emsal kararlar devreye girmektedir.

Evrakta sahtecilik cezası

Evrakta sahtecilik cezası, suçun boyutu ve niteliğine göre değişmektedir. Cezayı en aza indirmek ve tüm detaylar için mutlaka İzmir ceza avukatı tavsiye durumunu göz önünde bulundurmak ve sürecin birlikte yürütülmesi gerekir. Evrakta sahtecilik cezasında Türk Ceza Kanunu maddelerine göre;

  • Resmi belgenin sahte düzenlenmesi, aldatacak şekilde değiştirilmesi ya da kullanılması durumunda suç basit haliyle işlenmişse 2-5 yıl hapis cezası uygulanmaktadır.
  • Görevini kötüye kullanan, evrağı sahte olarak düzenleyen, değiştiren ve kullanan kamu görevlisinin resmi evrakta sahtecilikten dolayı 3-8 yıl hapis cezası uygulanmaktadır.
  • Maddi konusu olan belge sahteliği ispat edilene kadar geçerliyse ve resmi belgeyse cezası arttırılabilmektedir.
  • Kişi sağlık görevlisiyle ve sahte belge düzenleyip zarara yol açmaya sebebiyet verdiyse, evrakta sahtecilik suçu hükümlerine göre ceza verilmektedir.

Resmi evrakta sahtecilik suçunda cezanın ertelenmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması mümkün olabilmektedir.
Ayrıntılı bilgi için Kalemci Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.

Sosyal Medya Üzerinden Hakaret Davaları

Sosyal Medya Üzerinden Hakaret Suçu Nedir

Hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi altında düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, hakaret suçunun cezası 3 ay ile 2 yıl arasında hapis cezasına neden olur ya da buna eş olarak adli para cezasına dönüştürülür. Ancak hakaret suçunun alenen işlenmesi durumunda ceza 1/6 oranında artırılmaktadır. Sosyal medya üzerinden işlenen hakaret suçları da hakaret suçunun alenen işlenmesi olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle, sosyal medyada işlenen hakaret suçları için de aynı ceza hükümleri uygulanmaktadır. Buna göre, sosyal medya üzerinden hakaret suçu işlenmesi durumunda, ceza 3,5 ay ile 28 ay arasında değişen hapis cezası veya hakaret suçuna verilen adli para cezasından 1/6 oranında daha fazla bir adli para cezası olabilir.

Ancak bu ceza hükümleri sadece basit hakaret suçları için geçerlidir. Sosyal medya üzerinden kamu görevlilerine karşı hakaret suçu işlenmesi, dini, felsefi veya siyasi görüşlerin aşağılanması veya bir kamu kuruluşuna karşı hakaret suçu işlenmesi gibi durumlarda ceza daha ağır olabilir. Bu gibi durumlarda ceza, 1 yıl 2 aydan başlayarak artabilir ve hatta 3/4 oranında artırılabilir. Ancak bazı durumlarda cezanın indirimi veya iptali de mümkündür. Örneğin, karşılıklı hakaret durumlarında veya hakaret isnadının kanıtlanamadığı durumlarda ceza verilmeyebilir. Ayrıca, haksız bir fiile karşı yapılan hakaretlerde de cezanın indirimi söz konusu olabilir. Tabi ki bu hukuken kompleks dava için ege bölgesinde iseniz bilişim avukatı İzmir ili içerisinde bulabilirsiniz.

Sosyal Medyadan Hakaret Suçu Nereye Şikâyet Edilir

Günümüzde, birçok kişi sosyal medyayı günlük hayatlarının ayrılmaz bir parçası haline getirdi. Ancak bu dijital dünya, yasa dışı faaliyetler için de uygun bir yer haline gelebiliyor. Özellikle sosyal medyada işlenen suçlardan biri de hakaret suçu olarak karşımıza çıkabiliyor. Bu suç, ceza hukukunun kapsamına girmektedir ve suçu işleyen kişi hakkında dava açılabilir. Ancak bu dava için emniyet birimleri ile iletişime geçilmeli ya da savcılığa şikayet dilekçesi verilmelidir.

Kısacası eğer bir kişiye sosyal medya üzerinden hakaret suçu işlendiğini düşünüyorsanız, emniyet birimleri ya da savcılık makamına şikayette bulunabilirsiniz. Lakin bu şikayeti yaparken İzmir bilişim avukatı üzerinden hukuki destek alabilirsiniz. Soruşturma sonucunda suçun gerçekleştiği kanıtlanırsa, savcılık iddianame hazırlayarak mahkemeye sunar. Bu noktadan sonra mahkeme süreci başlar. Sosyal medyadan işlenen hakaret suçları da diğer hakaret suçları gibi şikayete tabidir. Bu nedenle, mağdur olan kişi şikayette bulunmalıdır. Ancak hakaret suçu zamanaşımı süresi 6 aydır. Bu süre içinde şikayette bulunulmazsa, şikayet hakkı ortadan kalkar.

Sosyal Medya Suçunun Zamanaşımı Süresi Ne Kadar?

Öncelikle, takibi şikayete bağlı olan hakaret suçu için belirlenen süre 6 aydır. Ancak, bu süre sizin suçun işlendiğini öğrendiğiniz tarihten itibaren başlar. Suç işlemeye devam edileceği sürece, paylaşım silinmediği takdirde, süre de devam eder. Sosyal medya hesapları kullanıcı adı ve şifre ile korunan hesaplar olduğundan, herhangi bir hakaret suçunda veya suçla ilişkilendirilen sosyal medya hesabının sorumluluğu hesap sahibine aittir. Eğer sosyal medya hesabınız çalınırsa, hemen suç duyurusunda bulunmalısınız. Aksi halde, hesabınızın çalınması durumunda başka biri tarafından suç işlenirse, sizin hakkınızda adli soruşturma açılabilir. Eğer böyle bir durumla karşı karşıyasanız ve bilişim suçları avukatı İzmir ili ve çevresinde arıyorsanız büromuz ile iletişime geçebilirsiniz.