Kasten Öldürmeye Teşebbüs ve Cezası

Bu yazımızda kasten öldürmeye teşebbüs, kasten öldürmeye teşebbüs cezası, silahla kasten adam öldürmeye teşebbüs cezası kaç yıl konularında detaylı bilgi sunduk.

Kasten öldürme olarak adlandırılan suç tanımı, bir kişinin hayatına bilerek ve isteyerek son verilmesini anlatır. Bir kişinin ölümünün gerçekleşmesi silahla, bıçakla, zehirler ve hatta yumruk ile bile mümkündür. Bu yapılan suça yönelik yasal düzenleme ise Türk Ceza Kanunu içerisinde yer alan 81. maddede düzenlenmiştir. Fakat bu süreç içerisinde yapılan tüm değerler aynı kefe içerisinde tutulmaz. Bazı durumlar dahilinde suçun nasıl ve kime karşı işlendiği de ceza kapsamında farklı bir değerlendirme gerektirebilir. Bu kapsamda yapılan değerlendirmeler ile ceza artışları görülmektedir. Buna bir örnek vermek gerekirse eğer; bir kişinin ölümünü gerçekleştirirken uygulanan eziyet, canavarca hislerle öldürmek ve üstsoy, altsoy içerisinde yer alan birisini öldürmek cezai artırımlara sebep olabilir.

Kasten adam öldürme suçu kapsamında herkesin mağdur olabilme durumu vardır. Bu kapsamda asıl önemli olan o kişinin insan olması ve öldürme fiili gerçekleşmeden önce yaşıyor olmasıdır. Anne karnı içerisinde bulunan ceninler, bu kapsamda yaşıyor olarak kabul edilmemektedir. Bu sebeple de anne karnındaki ceninin öldürülmesi ile kanun niteliğinde yaşıyor olarak kabul görülemez ve ceninler kasten öldürme suçları kapsamında mağdur sayılamaz. Fakat durumlara göre değerlendirme yapılarak ceninin ölmesinde çocuk düşürtme suçu bulunabilir. Bu nitelikler dahilinde İzmir avukat ile konuşmak, konu hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmanızı sağlar.

Bir suçun işleniyor olması için kasta ait bir varlığın olması gerekir. Yani kişilerin bilerek ve isteyerek kendi rızaları ile başka bir kişinin yaşamına son vermesi  gerekmektedir. Kişilerin bu kapsamda yapacakları öldürmeye yönelik hareketleri, karşı tarafın ölmesi ile kasten öldürme suçu olarak tanımlanacaktır.

Kişilerin yapmış oldukları hareketleri ile beraber karşı tarafın ölmüş olması zorunluluğu da vardır. Yani bu konuda yapılan değerlendirmeler, kişilerin yapmış olduğu hareketler sonucunda mı karşı tarafında öldüğü yoksa farklı bir neden bağlı olarak mı yaşamını yitirdiği incelenir. Buna bir örnek vermek gerekirse eğer; bir kişinin arkadaşını silahla vurduğunu düşünün. Bu vurulma sonrasında ambulansa alınıyor ve hastaneye götürülürken ambulans kaza yapıyor. Kaza sonrasında ise kişi silahla vurulduğu için değil ambulansın kaza yapması sonucu ölüyor. Bu durumdu kişinin arkadaşı vurulduğu için değil ambulansın girdiği kaza sonucunda ölmüştür. Bu sebepten dolayı da silahla vuran kişinin kasten öldürmeye teşebbüs suçundan ceza alması mümkün değildir. İzmir ceza avukatı, bu ve bunun gibi karışık durumlarda size yardımcı olabilecek bir avukattır. Kasten öldürme suçları içerisinde de kendisinden bir uzman yardımı talep edebilirsiniz.

Kasten Öldürme Suçu Nasıl İşlenir?

Kasten öldürme suçu, Türk Ceza Kanunu içerisinde yer alan ve suçların en ağırı kabul edilen suçtur. Bu suçun oluşumu için bir kişinin başka bir insan hayatına son vermesi gerekir. Eğer işlenen suç en basit halde tanımlanan suç ise, alınan ceza da müebbet hapistir. Bu suçun işlenmesi, kasten öldürmeye yönelik yapılan her hareket ile mümkün hale gelmektedir.

Kasten öldürmeye yönelik birden çok hareket vardır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Tasarlayarak öldürmek
  • Eziyet çektirerek ya da canavarca hislerle öldürmek
  • Su baskını, tahrip, yangın, bombalama, batırma, nükleer, kimyasal ve biyolojik silah kullanarak öldürmek
  • Altsoy veyahut da üstsoy içerisinden birine veya eş, boşanmış olduğu eş ya da kardeşe karşı
  • Kadına karşı
  • Kişinin yapmış olduğu kamu görevi sebebi ile
  • Bir suça ait delilleri ortadan kaldırmak, gizlemek, işlenmesini daha kolay hale getirmek veya yakalanmamak amacı ile
  • Bir suçu işleyememenin verdiği infial duygusu ile
  • Kan gütme saikiyle
  • Töre saiki ile işlenen suçlar nitelikli bir hal durumu oluşturur ve bu durumun cezası ağırlaştırılmış müebbettir.

Kasten Adam Öldürmeye Teşebbüs Suçunun Cezası

Türk Ceza Kanunu içerisinde yer alan 81. madde, kasten adam öldürme suçunun cezasını müebbet olarak belirlemiştir. Bu kanuna göre, mahkeme içerisinde cinayete teşebbüs tespit edilmesi ile beraber alınacak ceza 9 ila 15 yıl arası olacaktır. Tabi ki de bu bir temel cezadır ve farklı durumlara göre ceza kapsamında da artışlar ya da azalışlar görülür. Ceza avukatı İzmir, bu süreç dahilinde sizin yanınızdaki en büyük destekçiniz olacaktır.

Kasten adam öldürme suçu kapsamında daha ağır cezaların alabileceği durumlar da vardır. Bu durumlar, belirli şartlar ile ortaya çıkarılır ve ağırlaştırılmış müebbet cezasına karar verilir. Yalnızca bu gibi durumlar dahilinde alınacak olan ceza 13 yıl ve 20 yıl arasında değişiklik göstermektedir. Yine bu ceza sürecini de etkileyecek ve düşüşler, artışlar görülmesine neden olacak faktörler vardır. Kasten adam öldürme kapsamında değerlendirilen ve farklı şartlara göre oluşturulan nitelikler göz önüne alınarak bu düşüş ve artışlar belirlenir.

Sonuç olarak, kasten adam öldürmeye teşebbüs suçuna göre alınan cezaları şu şekilde maddeleyebiliriz:

  • Esas alınarak karar verilen suç taksirle adam öldürmek ise, bu ceza 15 ila 20 yıl arasında olan bir hapis cezasıdır. Yani asıl suç ihmalkarlık sonucunda gerçekleştiriliyorsa, bu kapsamda yapılan değerlendirmeler ile 3 yıldan 15 yıla kadar olan bir ceza belirlenmektedir.
  • Taksirle adam öldürme suçu, ağırlaştırılmış bir suçun görülmesini teşkil etmektedir. Ağır şartlar altında bir müebbet hapis yerine 20 yıldan 25 yıla kadar uygulanan hapis cezaları istenmektedir. Yine bu durum baz alınarak ihmalkar bir durum değerlendirilmesi yapılırsa, ceza 5 yıldan 19 yıla kadar olacak şekilde belirlenir.
  • Taksirle adam öldürme suçu, ana suçun diğer türlerine tekabül ediyorsa, alınacak olan ceza da 10 yıldan 15 yıla kadar değişen bir aralıkta olacaktır. Bu dava kapsamında herhangi bir hafifletici durum ya da ihmalkar cinayet değerlendirilmesi yapılmaz. Bu davalar içerisinde eğer bir teşebbüs yer alıyorsa, 3 yıldan 12 yıla kadar bir ceza hükmü verilir.

Kasten Öldürmeye Teşebbüs Avukat Desteği

Ceza avukatı olarak görev yapan avukatlar, kasten öldürmeye teşebbüs alanında hizmet vererek gerekli olan tüm desteği sağlamaktadır. Kanun nezdinde bilgili olan bir avukattan yardım almak, tüm haklarınızın korunması hususunda da önem arz eder. Bu sebeple de dava kapsamında bir ceza avukatı ile çalışmanız önerilir.

Babalık Davası Nasıl Açılır?

Babalık Davası Nasıl Açılır?

Babalık davası, çocuk ile arasındaki soy bağının oluşturulmasını sağlayan bir dava çeşididir. Eğer evlilik haricinde bir çocuğunuz varsa ve bu çocuğunuzla aranızda bir soy bağı bulunmuyorsa, bu bağı kurabilmek için yargı yoluna gidilmeli ve babalık davası açılmalıdır. Ancak bu yol ile arada bir bağ kurabilmek mümkün olur. Davanın gerçekleşmesi ve sonuçlanması ile beraber de çocuğun genetik ve gerçek babasının kim olduğu hükmen belirlenir. Babalık davası açmak istiyorsanız, Türk Medeni Kanunu içerisinde yer alan 301. maddesi sebebi ile çocuk ve anneden yardım almalısınız. Bunun sebebi ise bu davayı yalnızca anne ve çocuğun açabiliyor oluşudur. İzmir avukat, açılacak olan babalık davası konusunda sizlere en iyi şekilde yardımcı olur.

Babaya ait olan soy bağını belirlemek istiyorsanız, baba hayattaysa direkt olarak babaya dava açmalısınız. Fakat baba hayatta değilse bu davanın açılacağı taraf mirasçılardır. Dava açan kişiler çocuk ve anne ise hazineye ve cumhuriyet savcısına, anne tarafından birisi ise kayyıma, kayyım tarafınca dava açılır ise direkt anneye ihbar edilir. Eğer anneler isterse çocukları olmadan da bağımsız bir şekilde dava açıp tazminat talebinde bulunabilir. Bu davayı açabilmek ise çocuk adına tanınan hakları değil annenin kendisine tanınan hakları kullanarak hareket eder. Çocuklar ise erginlik çağı içerisine geldikleri zaman kendi istekleri ile babalık davası açabilmektedir. Açılan bu babalık davaları, çocuk doğduktan sonra açılabildiği gibi aynı zamanda çocuk doğmadan önce de açılabilmektedir. Avukat İzmir, uzmanlık alanında olan bu konu hakkında sizler için en detaylı ve yararlı bilgiyi sunacaktır.

Babalık Davası Açabilmek İçin Görevli ve Yetkili Mahkeme Neresidir?

Babalık davası açmak isteyen kişiler, Türk Medeni Kanunu içerisinde yer alan 283. maddeye göre dava veyahut da doğum sırasında bulundukları yerin yetkili mahkemesine başvurmalılardır. Bu dava için görevli bulunan mahkeme, aile mahkemesidir. Boşanma avukatı İzmir, dava açabilmeniz için gerekli olan nitelikleri ve mahkeme bilgilerini size sunacaktır. Daha profesyonel bir şekilde ilerleyebilmek için bu avukatlardan yardım alabilirsiniz.

Baba Evliyse Babalık Davası Açılabilir mi?

Açacak olduğunuz babalık davası, direkt olarak babanın şahsına açılan davadır. Bu sebepten dolayı da evlilik haricinde doğan çocuğun babasının yargı yolu ve hükmen belirlenmesi hususunda evli olması herhangi bir sorun teşkil etmez.

Babalık Davası Sırasında DNA Testi Yaptırmak Zorunlu mudur?

Bilimin ilerlemesi ve bugün ki gelişmişlik durumuna gelmesi, baba ve çocuğun arasında bulunan genetik bağı %99 oranında doğrulamaktadır. Bu sayede de gerçek babayı ortaya çıkarma çok daha güvenilir bir hale gelmiştir. Bu sebepten dolayı da açılan babalık davaları içerisinde DNA testi yaptırmak gerekir. Yapılan test sonucunda ise çeşitli raporlar ortaya çıkarılarak bu raporlara göre karar alınır.

DNA testi yapılacaksa eğer, bu aşamada babanın bu teste rıza göstermesi gerekir. Sağlık açısından herhangi bir zarar teşkil etmeyen bu test baba tarafından reddedilir ve yaptırılmazsa eğer, kanun nezdinde o kişi çocuğun babası olarak kabul edilir. Bunun yanında, mahkemenin kararına bağlı olarak rıza göstermeyen ve DNA testi yaptırmayan kişiler için yakalama kararı çıkarılarak davanın devam etmesi sağlanabilir. Boşanma avukatı İzmir, bu gibi durumlar dahilinde en kapsamlı bilgiye sahip olan avukattır. Sizler de DNA testi ve babalık davası hakkında bu kişiler ile iletişime geçebilirsiniz.

Babalık Karinesi

Kanun nezdinde yer alan maddeler, aksi iddia edilmediği sürece var olan bazı durumları direkt olarak geçerli saymaktadır. Bu geçerli sayılma durumunun adı ise karinedir. Türk Medeni Kanunu tarafından belirli araştırmalar ile babalık karineleri oluşturulmuştur. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Evlilik dahilinde dünyaya getirilen çocuğun babası, çocuğunun annesinin de kocasıdır.
  • Evliliğin bitmesi ile beraber üç yüz günlük süreç dahilinde dünyaya bir çocuk getirilirse, bu çocuğun babası annenin eski kocasıdır.
  • Çocuk 300 gün geçmesi ile beraber dünyaya gelmişse eğer, gebeliğin evlilik süreci dahilinde olduğu kanıtlanmalıdır. Bu kanıtlanırsa çocuğun babası yine annenin eski kocasıdır.
  • Anne evliliğin sona ermesi ile beraber üç yüz günlük süreç dahilinde yeni birisi ile evlenir ve o süreçte çocuk sahibi olursa, dünyaya yeni gelen çocuğun babası evli olduğu erkektir.
  • Koca için bir gaiplik kararı alındıysa, üç yüz gün devam eden sürenin başlangıç tarihi son görülme tarihine ya da ölüm tehlikesine göre belirlenir.

Bu çeşitli şartlar sağlanırsa çocuğun babası karinede de yer aldığı gibi belirlenmektedir. Bununla beraber de yine aynı şekilde nüfusa işlenir. Bu belirlenen durumlara göre eğer çocuk babasının doğru kişi olmadığını düşünürse, bu iddiasını kanıtlamak sureti ile durumun farklı olduğunu gösterebilir.

Babalık Davası İçerisinde Davalı Kişi Baba Olduğunu Kabul Ederse Ne Olur?

Çocuk ya da anne tarafından kişi için dava olduğuna dair bir babalık davası açılır ve bu kişi de baba olduğunu kabul ederse, süreç sona ermeden dava direkt sonlandırılmaz. Açılan dava için hakım araştırma yapmaya devam eder ve elde edilen sonuçlara göre de babanın kim olduğunu hükmen belirler.

Babalık Davası Sürecinde Annenin Babadan Talep Edebileceği Maddi Haklar Nelerdir?

Anne olan kişi babalık durumunun hükmen belirlenmesi için açtığı babalık davasında ya da başka bir davada kendisine ait birçok gider için maddi hak talep edebilmektedir. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Doğum giderleri
  • Doğum sonrası gerekli olan diğer giderler
  • Doğum öncesi ya da sonrası olmak üzere 6 haftalık geçim gideri

Annenin bu giderleri için maddi hak alabilmesi, babanın yargı yolu ile belirlenmesi ile mümkündür.

İzmir boşanma avukatı ücretleri, bahsedilen bu dava süreçlerinde de yardımcı olur. Avukatlık, hak talep edildiği zaman dilimlerinde en çok önem verilmesi gereken unsurdur. Sahip olduğunuz hakların doğru bir şekilde savunulması ve iddia ettiğiniz durumu kanıtlayabilmeniz için avukat tercihlerinizi de doğru yapmanız gerekir. Özellikle de babalık davası süreçleri için ekonomik fiyatlandırmalar ile İzmir boşanma avukatı hizmetinden yararlanabilirsiniz.

Anlaşmalı Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

Anlaşmalı Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

Anlaşmalı boşanma davaları, her iki tarafında kendi rızası olması sebebi ile çok kısa süren davalardır. Tabi ki de dava seyrinin nasıl ilerleyeceği de bu sürecin uzayıp kısalmasına neden olabilir. Boşanma davaları iki farklı tür üzerinde oluşturulur. Bunlar çekişmeli ve anlaşmalı boşanma davalarıdır.

Çekişmeli boşanma davaları velayet, nafaka, boşanma gerekçesi ve bunun gibi daha birçok konunun orta yolunun bulunması sebebi ile çok uzun süreçler dahilinde devam edebilmektedir. İşte bu sebepten dolayı da anlaşmalı boşanma davaları daha kısa sürer. Boşanma davaları içerisindeyken maddi ve manevi olarak tüm haklarınızın korunmasını istiyorsanız, İzmir boşanma avukatı ile beraber hareket edebilirsiniz. Alanında uzman bu avukatlar, istemiş olduğunuz desteği en iyi şekilde size sağlayacaktır.

Anlaşmalı Boşanma Davası Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Anlaşmalı boşanma davaları, çekişmeli boşanma davaları ile kıyaslandığı zaman çok daha az zorluğu ve yıpratıcılığı bulunan davalar olarak bilinir. Bu dava süreci içerisinde ise dikkat etmeniz gereken hususlar vardır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Anlaşmalı boşanma davası kapsamında bir dava açmak istiyorsanız, en az 1 senedir evli olmanız gereklidir. Bu noktada ise resmi nikah gününüz başlangıç tarihi olarak belirlenerek hareket edilir.
  • Eğer evliliğiniz bir seneden daha az bir süre ile devam ediyorsa, bu kapsamda anlaşmalı boşanma davası açabilmeniz mümkün değildir.
  • Anlaşmalı boşanma davası açılacakken bir avukattan yardım alınır ve bu avukat öncülüğünde metin hazırlanır. Bu hazırlanan metin ile ana anlaşmazlıklar konusunda nasıl bir orta yol bulunduğu ve gerekli bilgilendirmelerin tamamı yapılır. Hakim, bu hazırlanan metni inceler ve uygun bulursa onay verir. Eğer metin üzerinde kanunen bir sorun yoksa hakim de herhangi bir değişiklik yapamaz.
  • Anlaşmalı boşanmalar sırasında hem kadın hem de erkeğin mahkemede bulunması gereklidir. Avukatların yapmış olduğu temsiller bu kapsamda yeterli sayılmaz. Bunun sebebi ise boşanma sırasında her iki tarafa da rızalarının olup olmadığının sorulmasıdır. Mahkeme içerisindeyken taraflara boşanma için rızalarının kendi beyanları olduğuna dair sorular sorulacaktır.
  • Taraflar içerisinde bir taraf dahi mahkemeye katılmazsa, anlaşmalı boşanma davası gerçekleşmez.
  • Anlaşmalı boşanma davaları çekişmeli boşanma davalarına, çekişmeli boşanma davaları ise anlaşmalı boşanma davalarına dönüştürülebilir. Kanun nezdinde bu yönde bir sınırlama yoktur.

Boşanma avukatı İzmir, anlaşmalı boşanma davaları içerisinde bilmeniz gereken her şeyi size aktaracaktır. Bu sayede bilgili bir şekilde hareket edecek ve herhangi bir aksaklığın oluşmasına neden olmayacaksınız.

Nafaka Talep Süreci

Kişiler, anlaşmalı boşanma dava süreçleri içerisinde nafakalara yönelik talep adımlarını da tamamlamalıdır. Bu nafakalar, evlilik sürecinin sona ermesi ile beraber hem kadın hem de erkek tarafının hayatının olumsuz bir gidişata sahip olmadan devam edebilmesini sağlayan desteklerdir. Bu nafaka kapsamında son zamanlarda çok daha yoğun bir tartışmanın görüldüğü söylenebilir. Yoksulluk, tedbir, iştirak ve yardım, nafaka türleri arasında yer alan çeşitlerdir.

Ödeme yapılacak olan tarafın tüm ihtiyaçları ve nafakayı ödeyecek kişinin ödeme gücü göz önünde bulundurularak belirli bir tutar etrafında anlaşılır. Bu sayede hem kadının hem de erkeğin mağdur olmadan bu süreci tamamlaması sağlanır. Eğer yapılan anlaşma sonrasında nafaka ödenmezse, bu kapsamda bir icra yoluna gidilebilir.

Maddi ve Manevi Olarak Tazminat Davası Açılabilir mi?

Anlaşmalı boşanma davası içerisine girdiğiniz zaman, maddi ve manevi olmak üzere farklı tazminat davaları da açabilirsiniz. Bu süreç dahilinde evlilik içerisinde ne kadar zarar aldıysanız ve yaşantınız ne kadar olumsuz seviyede etkilendiyse, sizler de karşı taraftan bu zarara yönelik bir maddi tazminat talep edebilirsiniz. Bu maddi ve manevi tazminat talepleri, yine kişilerin karşı tarafın gücüne dikkat ederek bir tutar belirlemesi gereken taleplerdir. Bu belirlenen ve alınan tazminatlar, taraflar için bir ceza ya da ödül değildir.

Ödül ve ceza olarak görülmeyen tazminatlar, evlilik süreçleri dahilinde yaşanan hak kayıpları ve suiistimallerin önüne geçmek amacı ile var olan bir prosedürdür. Bu ev davalar, daha çok çekişmeli boşanma davaları süreçlerinde görülür. Eğer siz bu süreç içerisinde kendiniz bir tazminat talebinde bulunmazsanız, mahkeme de buna yönelik bir durum belirtmeyecektir.

Çocukların Velayet Hususu

Anlaşmalı boşanma davaları, çocukların velayetleri üzerinde bir anlaşmanın oluştuğu, orta yolun bulunduğu davalardır. Anlaşmalı boşanma davalarının aksine çekişmeli boşanma davaları, bu konuda uzun süreli bir karar aşamasının görüldüğü davalardır. Bu alan içerisinde en çok dikkat edilen hususlardan birisi, çocuğun gelişiminin sağlıklı bir şekilde tamamlayacağı yönünde kararların alınmasıdır. Bunun yanında, çocuklar da kendi velayetleri için söz sahibidirler.

Çocukların kendi fikirlerini beyan etmesi, karar aşaması konusunda %100’lük bir etkiye sahip değildir. Çocuklar bu isteklerini iletir ve sonrasında yine nesnel veriler göz önünde bulundurularak velayet kararı verilir. Alınan kararlar, daha sonra gerçekleşen itirazlar ile beraber değişim görebilecek niteliktedir.

Anlaşmalı Boşanma Davaları İçin Uzman Bir Avukattan Yardım Alın

Anlaşmalı boşanma davaları, bazı durumlar dahilinde karmaşık süreçler haline girebilmektedir. Bu süreçler arasında uzman bir avukattan yardım almak, sizler için en iyi seçenek olacaktır. Özellikle de aile hukuku konusunda uzman olan bu kişiler, anlaşmalı boşanma davalarında sizin tarafınıza avantajlı olan durumları belirtebilecek düzeydedir. Avukatların daha önce ne kadar dava sürecine sahip olduğu da yine önem arz eder. Tüm bunların değerlendirilmesi ve bir avukata sahip olunması ile beraber anlaşmalı boşanma davasına yönelik sonuçlar da sizin lehinize olumlu bir seyir izleyecektir.

İzmir boşanma avukatı ücretleri, günümüz avukat fiyatlarına nazaran çok daha uygun rakamlardan oluşur. Kişilerin boşanma süreçleri kapsamında büyük bir bilgi birikimine sahip olan bu avukatlar, hukuk fakülteleri içerisinde gerekli donanıma sahip olan kişilerdir. Bu sebeple de boşanma süreciniz içerisinde neler ile karşılaşabileceğinizi ve ne gibi adımlar atmanız gerektiğini sizlere iletecektir. Bu sayede tüm dava süreci boyunca kendinizi yalnız hissetmeden güvenilir adımlar ile hareket edebilirsiniz. Bu durum, İzmir boşanma avukatı ile mümkün hale gelen bir durumdur.