Çocuğun Cinsel İstismarı

Kelepçelenmiş eller

Günümüzde, çocukların cinsel istismarı suçu, dünya genelinde büyük bir sorun haline gelmiştir. Cinsel suçlar kapsamına gire bu suç, çocukların hayatını ciddi şekilde etkilemekte ve mağdurların travma yaşamasına neden olmaktadır. Cinsel istismar, çocukların cinsel davranışlara zorlanması veya çocukların rızası dışında cinsel temas yaşatılmasıdır. Bu suç, çocukların psikolojik ve fiziksel sağlıklarını etkileyen bir suçtur ve ciddi sonuçlar doğurabilir. Mağdurların travma yaşaması, uzun vadede psikolojik sorunlara yol açabilir ve kişinin ileriki yaşamını olumsuz etkileyebilir. Cinsel istismar suçu, toplumun her kesiminden insanlar tarafından kınanır ve yasal düzenlemelerle ciddi şekilde cezalandırılır. Ancak, bu suçun önlenmesi için yasal düzenlemeler tek başına yeterli değildir. Çocukların cinsel istismarından korunması için toplumsal bilinç oluşturulması ve toplumda bu suçun önlenmesi için çalışmalar yürütülmesi gerekmektedir.

Çocuğun Basit Cinsel İstismarı Suçunun Tanımı: Basit cinsel istismar suçu, çocuğun vücudu üzerinde gerçekleştirilen cinsel arzuları tatmin amacıyla yapılan ancak cinsel ilişkiye varmayan cinsel davranışlarla gerçekleştirilen çocuk istismarı suçudur. Bu suçun gerçekleşmesi için, hareketlerin açıkça şehvetli bir nitelik taşıması yeterlidir ve failin şehveti tatmin edilmiş olması gerekli değildir.

Sarkıntılık Suretiyle Çocuğun Basit Cinsel İstismarı Suçu: Sarkıntılık, çocuğun basit cinsel istismar suçunun en hafif şekli olarak kabul edilir. Bu suçta, mağdur çocuğun bedenine fiziksel temas bulunulması gereklidir. Eğer bedensel temas yoksa, diğer cinsel taciz suçlarından biri işlenmiş olur. Örneğin, çocuğa “bacaklarına dokunayım mı” gibi sözlü cinsel isteklerde bulunmak cinsel taciz olarak kabul edilirken, fiziksel temasın da gerçekleşmesi durumunda sarkıntılık suretiyle cinsel istismar suçu işlenmiş olur.

Çocuğun Cinsel İstismarı Cezası

Türk Ceza Kanunu’nun 103. maddesi, cinsel istismarın çeşitli hallerinde verilecek cezaları belirtir. Bu maddeye göre, 12 yaşından küçük bir çocuğa basit cinsel istismar suçundan mahkum olan kişi, en az 10 yıl hapis cezasına çarptırılırken, sarkıntılık durumunda bu ceza en az 5 yıl olur. Çocuğu cinsel olarak istismar eden kişi ise 8 ila 15 yıl arasında hapis cezası alır. Eğer istismar sadece sarkıntılık düzeyindeyse, yani cinsel istismarın basit bir şekilde kalması durumunda, ceza 3 ila 8 yıl arasında olur. Ancak suçun faili çocuksa, soruşturma ve kovuşturma mağdurun, velisinin veya vasisinin şikayetiyle yapılır.

Basit cinsel istismarın nitelikli halleri arasında ise vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren kişilerin işlemesi, toplu yaşama ortamlarından faydalanmak suretiyle işlenmesi, birden fazla kişi tarafından işlenmesi, üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından işlenmesi ve kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzun kötüye kullanılarak işlenmesi yer alır. Bu nitelikli hallerde ceza, yarı oranında artırılır. Cinsel istismarın cebir, tehdit veya silah kullanılarak işlenmesi durumunda ise ceza yarı oranında artırılır. Eğer suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü gerçekleşirse, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası uygulanır.

15 yaşını tamamlamamış çocuklara cebir veya tehdit kullanılarak veya 15 yaşını tamamlamış olmalarına rağmen hukuki sonuçları algılama yeteneği gelişmemiş çocuklara silah, bıçak, sopa gibi aletler kullanılarak cinsel istismar gerçekleştirilmesi durumunda, ceza yarı oranında artırılır. Bu düzenleme, çocukların özellikle savunmasız oldukları ve istismara maruz kaldıklarında daha büyük bir zarar gördükleri gerçeği göz önüne alınarak yapılmıştır. Bu nedenle, bu tür cinsel istismarların cezalandırılması daha ağır bir şekilde yapılır. Eğer ki İzmir ceza avukatı arıyorsanız büromuzla iletişime geçebilirsiniz.

Çocuk Koruma Kanunu

Çocuklar, her toplumun en savunmasız üyeleridir. Onların korunması, sağlıklı bir toplumun oluşumu için önemli bir gerekliliktir. Ancak, maalesef dünya genelinde birçok çocuk kötü muamele, istismar ve ihmalden muzdarip olmaktadır. Bu durum, çocukların haklarının korunması için hukuki düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Türkiye’de de bu konuda bir adım atılarak, 2012 yılında “Çocuk Koruma Kanunu” kabul edilmiştir.

Çocuk Koruma Kanunu, çocukların korunması, haklarının garanti altına alınması ve koruyucu hizmetlerin sunulması amacıyla hazırlanmış bir yasal düzenlemedir. Kanun, çocukların korunması için önemli bir adım olarak değerlendirilmekte ve çocukların haklarını korumak amacıyla farklı hizmetler sunulmasını sağlamaktadır. Kanunun amacı, çocukların insan haklarına saygı duyulması, korunması ve geliştirilmesini sağlamak, ayrıca çocukların kötü muamele, ihmal ve istismardan korunmasını temin etmektir. Bu amaç doğrultusunda kanun, çocukların sağlığı, eğitimi, barınma, beslenme, giyim gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması, koruyucu tedbirlerin uygulanması, rehabilite edilmesi ve sosyal destek hizmetlerinin sunulması konusunda hükümler içermektedir.

Kanun, çocukların haklarının korunması konusunda da hükümler içermektedir. Bu hükümler çerçevesinde, çocukların ayrımcılığa uğramadan, güvenli ve sağlıklı bir ortamda büyümesi, eğitim görmesi ve kendisini ifade etmesi hakkı garanti altına alınmaktadır. Ayrıca, çocukların her türlü istismardan, kötü muameleden ve ihmal edilmekten korunması hedeflenmektedir. Çocuk Koruma Kanunu, ayrıca çocukların yasal haklarına ilişkin düzenlemeler de içermektedir. Kanun, çocukların haklarını savunacak ve koruyacak kişilerin belirlenmesi, çocukların haklarının korunması amacıyla uygulanacak tedbirlerin belirlenmesi ve uygulanması konusunda hükümler içermektedir. Herhangi bir dosyanız için ceza avukatı İzmir ve çevresi için arıyorsanız iletişime geçebilirsiniz.

Uzlaşmaya tabi suçlar

İki insan yumruğu ve baş parmakları bir biri ile selamlaşan insan eli

Uzlaşmaya tabi suçlar, Ceza muhakemesi kanununda belirtilen suçlardan sadece bazılarını kapsayan bir uygulamadır. Uzlaşmaya tabi suçlar, genellikle özel hareket şikayete bağlı suçlar olarak adlandırılan suçları kapsar. Bu suçlar, mağdurun şikayeti üzerine takibata tabi tutulur ve tarafların uzlaşması halinde, hukuki yaptırım uygulanmaktan vazgeçilebilir. Yazımızın devamında uzlaşı gerektiren durumlar hakkında bilgi verilecektir.

Ceza muhakemesi kanunun 253. maddesinde, uzlaşmaya tabi suçlar düzenlenmiştir. Bu suçlar arasında, hırsızlık, dolandırıcılık, yaralama, hakaret, tehdit gibi suçlar yer alır. Uzlaşmaya tabi suçlar kapsamında, suçun mağduru tarafından şikayet edilmesi gerekmektedir. Şikayet, soruşturma aşamasında veya dava açılmadan önce yapılabilir. Şikayet hakkı, yalnızca mağdur tarafından kullanılabilir ve suçun şikayet üzerine işlenmesi halinde, soruşturma başlatılmaz veya dava açılmaz.

Uzlaşma süreci, mağdur ve fail arasında gerçekleştirilir. Bu süreçte, tarafların uzlaşması halinde, suçlunun hukuki yaptırımlardan kurtulması mümkündür. Ancak, uzlaşma şartlarına uyulmaması veya tarafların uzlaşmaya varamaması durumunda, dava süreci devam eder ve suçlu, hukuki yaptırımlarla karşılaşabilir. Uzlaşmaya tabi suçlar, genellikle, daha az ciddi suçlar olarak kabul edilir. Bu nedenle, hukuki yaptırımların uygulanması yerine, tarafların uzlaşması ve sorunu çözmeleri teşvik edilir. Bu yaklaşım, mahkeme kaynaklarının verimli kullanılması ve cezalandırmanın önlenmesi açısından da faydalıdır.

Ancak, uzlaşmaya tabi suçlar, bazı eleştirilere de maruz kalır. Bazı kişiler, uzlaşmanın adaleti sağlamadığını ve suçluların cezalandırılmamasına neden olduğunu düşünürler. Ayrıca, mağdurların suçlularla karşı karşıya gelmek istemeyebileceği ve bu nedenle uzlaşmanın adil olmadığı görüşü de vardır.  Ceza avukatı İzmir ve çevresi için aranıyorsa büromuzda hem yetenekli hem de deneyimli avukatlar ile iletişime geçebilirsiniz.

Uzlaştırmanın şartları nelerdir?

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. Maddesinde düzenlendiği üzere, uzlaşı gerektiren durumlar şöyledir:

  • Uzlaştırma kapsamına, suçtan zarar gören gerçek kişiler veya özel hukuk tüzel kişileri (örneğin şirketler, vakıflar, dernekler vb.) dahildir. Ancak kamu tüzel kişileri (valilik, belediye, bakanlık, SGK, vergi dairesi vb.) aleyhine işlenen suçlar, ceza ve suçun niteliği ne olursa olsun uzlaştırma hükümlerine tabi değildir (CMK md.253/1).
  • Şikayete bağlı suçlar genellikle uzlaştırma kapsamındadır (CMK md.253/1-a).
  • Ancak TCK dışındaki özel kanunlarda düzenlenen suçlara uzlaştırma hükümlerinin uygulanabilmesi için, söz konusu özel kanunda açıkça uzlaştırma yoluna gidilebileceğine dair bir hüküm bulunmalıdır (CMK md.253/2).
  • Aynı mağdura karşı işlenen bir suçun, uzlaştırma kapsamına giren suçla birlikte işlenmiş olması halinde, uzlaşma hükümleri uygulanmaz (CMK md.253/3).
  • Suçun birden fazla faili varsa, aralarında iştirak ilişkisi olsun veya olmasın, ancak uzlaşan kişi uzlaşma hükümlerinden yararlanır.
  • Suçun birden fazla mağduru varsa, şüpheli veya sanık tüm mağdurlarla uzlaşmak zorundadır. Eğer tüm mağdurlarla uzlaşma sağlanmazsa, uzlaştırma hükümlerinden yararlanılamaz.

Uzlaşmaya tabi suçlar nelerdir?

Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, uzlaşma kapsamındaki suçlar belirlenmiştir ve diğer suçlarda uzlaşma süreci uygulanmamaktadır. CMK kapsamında belirlenen uzlaşmaya tabi suçlar şunlardır:

  • Basit kasten adam yaralama suçu
  • Taksirle adam yaralama suçu
  • Kasten yaralama suçunun ihmalinin davranışla incelenmesi durumu
  • Tehdit suçu
  • Konut dokunulmazlığının ihlal edilmesi suçu
  • İş ve çalışma hürriyetinin ihlal edilmesi suçu
  • Dolandırıcılık suçu
  • Güveni kötüye kullanma suçu
  • Suç eşyasının satın alınması ve satılması suçu
  • Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu

Uzlaşmaya tabi olmayan suçlar

Bilindiği gibi uzlaşı gerektiren durumlar olduğu gibi uzlaşı gerektirmeyen durumlar da mevcuttur. Bu nedenle, uzlaşma kapsamı dışında kalan suçlar hakkında bilgi sahibi olmak önemlidir. Bu suçlar Ceza Muhakemesi Kanunu’nda belirtilmiştir ve uzlaşma kapsamı dışında bırakılmıştır. Bu suçlardan bazıları, ısrarlı takip suçu ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlardır.

Uzlaşma kapsamında olan suçların dışında, aynı mağdura karşı işlenmiş olsa bile bu kapsama dahil olmayan suçlar bulunabilir. Bu durumda da uzlaşma hükümleri uygulanmaz. Bunun nedeni, her iki suçun aynı kişiler arasında gerçekleşmesi ve sıkıntılı bir durumun ortaya çıkmasına neden olabilecek suçun varlığıdır. Eğer ki İzmir ceza avukatı ihtiyacınız varsa büromuzla iletişime geçebilirsiniz.

Cinsel İstismar Nedir?

Yüzünü bir eli ile kapatmış, diğer elini ekrana uzatmış kadın görseli

18 yaşın altındaki kişiler, Türk Ceza Kanunu’na göre çocuk kabul edilirler ve cinsel istismar suçunun mağduru da çocuk olur. Bu suç, Türk Ceza Kanunu’nun 103. maddesinde tanımlanmıştır bir suçtur. Cinsel istismar sadece tecavüzü değil, bedensel teması içeren her türlü hareketi de içermektedir. Örneğin, çocuğun okşanması, öpülmesi veya failin kendi cinsel organına dokundurması gibi hareketler de cinsel istismar olarak kabul edilmektedir. Cinsel istismar suçu, tüm çocukları kapsamaktadır, ancak ilgili hükümde 18 yaş altındaki çocukların yaşına göre bir ayrım yapılmaktadır.

Cinsel istismar suçlarına ilişkin olarak, çocuk kavramı üç farklı kategoride ele alınmaktadır:

  • 15 yaşını doldurmamış çocukların cinsel istismarı,
  • 15 yaşını doldurmuş olsa da, fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını anlama yeteneği gelişmemiş çocukların cinsel istismarı,
  • 15-18 yaş aralığındaki çocukların, sadece zorlama, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedenle gerçekleştirilen cinsel istismarı.

Kanun, çocukların cinsel istismarı suçunu basit ve nitelikli olmak üzere ikiye ayırmaktadır. Basit cinsel istismar suçu, çocuğun bedeni üzerinde cinsel arzuların tatmin edilmesi amacıyla cinsel ilişki düzeyinde olmayan saldırıları içerir. Bu tür eylemler, sürekli olmalı ve ani şekilde gerçekleşmemelidir. Ayrıca, sarkıntılık düzeyinde kalmış basit cinsel istismar suçu da düzenlenmiştir, bu en hafif istismar şeklidir. Eylem ani ve keskin değilse, sarkıntılık düzeyinde kaldığı söylenebilir. Ancak, bu durum cinsel tacizle karıştırılmamalıdır. Cinsel tacizde temas yokken, cinsel istismarda sarkıntılık düzeyinde kalmış olsa bile bir temas vardır. İzmir ceza avukatı arayışınız için büromuzla iletişime geçebilirsiniz.

Cinsel İstismar Cezası

Cinsel istismar TCK 103 uyarınca, basit halinin cezası: Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz ila on beş yıl arasında değişen bir hapis cezası ile cezalandırılır. Eğer cinsel istismar sadece sarkıntılık düzeyinde kalmışsa, üç ila sekiz yıl arasında değişen bir hapis cezası verilir. Eğer mağdurun yaşı on iki yaşın altındaysa, istismar durumunda verilecek ceza on yıldan az olamaz. Eğer sarkıntılık düzeyinde kalmış bir suç varsa, ceza beş yıldan az olamaz.

Ancak, sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun faili çocuk ise, soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikayetine bağlıdır. Çocuğa karşı işlenen nitelikli cinsel saldırı suçu, kanunda vücuda “organ” veya “başka bir cisim sokulması” şeklinde düzenlenmiştir. Bu suça “tecavüz suçu” da denir.

Suçun gerçekleşmesi için, organ veya başka bir cismin vücuda sokulması lüzumludur. Bu kapsamda, parmak gibi diğer organların da vücuda sokulması suçu nitelikli hale getirebilir. Ayrıca, bu davranışın cinsel arzuların tatmini amacıyla gerçekleştirilmesi de gerekli değildir. Eğer bir cinsel istismar eylemi, vücuda bir organ veya başka bir cisim sokularak gerçekleştirilirse, bu durumda fail on altı yıldan az olmamak üzere hapis cezası ile cezalandırılır. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması halinde, verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.

Cinsel İstismar Zaman Aşımı

Cinsel istismar suçunun çocuklara karşı sarkıntılık düzeyinde kalmış olması durumunda, eğer suçu işleyen kişi çocuk ise soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikayetine bağlıdır. Ancak bu durumda mağdurun velisi veya vasisi şikayetçi olmadıkça soruşturma yapılamaz. Şikâyet hakkı, suçun işlenmesi ve şüphelinin öğrenilmesinden itibaren 6 ay içinde kullanılmalıdır. Ancak çocuk cinsel istismarı suçu için bu süre 6 ayı aşamaz ve şikâyete bağlı değildir. Savcılık, soruşturmayı kendiliğinden yürütür. Temel cinsel istismar suçu için dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Bu süre boyunca her zaman soruşturma yürütülebilir ve fail hakkında kamu davası açılabilir. Ceza avukatı İzmir ve çevresi illerinde aranıyorsa öncelikle büromuza danışmanızı öneririz.

Tüketici Hakları

Hakim çekici ve hukuk terazisi yan yana

Tüketici hakları, mal hizmetleri satın almış kişilerin hakkının korunmasına yönelik hak çeşididir. Bu hakların bazı ayrıcalıkları yönleri bulunmaktadır. Tüketicilerin yaşadığı sorun ve problemlerin çözümünde rol oynayıp kişi haklarını korumaktadır. Tüketici haklarının korunmasının amacı, mağdur etmemenin yanı sıra adil ve güvenilir ticaret ortamının oluşmasını sağlamaktır. Bu sebeple üretim ve satış işleriyle uğraşan kişi ya da firmalar kaliteli hizmet ve ürünü piyasaya sunmaktadır. İzmir ceza avukatı her bireyin tüketici hakkının olduğunu, hakkınızı içeren hususları detaylı olarak sizlerle paylaşacaktır. Tüzel ve gerçek kişiler tüketici olarak nitelendirilmekte, bu haklara sahiptir.

Tüketici Hakları Nelerdir

Tüketici hakları kendi içinde de çeşitlenmektedir. Kalemci Avukatlık Bürosu, tüketici haklarınızın varlığını bildirmekle birlikte, haksızlığa uğradığınız zaman sizlere yol gösterici olacaktır. Öncelikle Birleşmiş Milletler Evrensel Tüketici Hakkı Bildirgesine göre 9 farklı tüketici hakkı bulunmaktadır. Bunlar;

  • Temel ihtiyacın karşılanması hakları
  • Sağlık ve güvenlik hakları
  • Bilgi edinme hakları
  • Seçme hakları
  • Temsil edilmek, örgütlenmek ve sesini duyurma hakları
  • Zararın giderilmesine yönelik haklar
  • Eğitim hakları
  • Sağlıklı çevre hakları
  • Ekonomik çıkar ve koruma hakları

Tüketiciler bu temel hakların yanı sıra hemen hemen her alanda bu tarz haklara sahiptir. Örneğin satın alınan bir mal üzerinde garanti talep etme hakkına sahip olabilirsiniz. Buna benzer şekilde alınan bir ürünü değiştirme haklarına da sahip olabilirsiniz. Fakat ürünü kullanmanız ve iade sürecini geçirmeniz durumunda bu hakkınız ortadan kalkmaktadır. Tüketici haklarınızdan yararlanmak için İzlemeniz gereken yollar şu şekildedir;

  • Tüketici, alınan mal veya hizmetin memnuniyet olmaması durumunda veya bildirmeleri gerektiğinde bu şikayetleri doğrudan doğruya satıcının kendisi ya da üreticiye bildirmelidir.
  • Tüketici hakem heyetine başvurma durumu, günümüzde de oldukça yaygın olup sizlere yarar sağlayacaktır. Herhangi bir uyuşmazlık durumu yaşamanız halinde buraya başvurmalısınız. Çünkü tüketici hakem heyetinin oluşturulma amacı, tüketici hakkını koruyup uyuşmazlıkları gidermektir.
  • Tüketiciler, uyuşmazlık ve anlaşmazlık yaşıyorsa mahkemeye başvurabilmektedir. Fakat bunun için İzmir ceza avukatı aracılığından faydalanmakta yarar vardır.

Tüketici Hakları Şikayet

Tüketici hakları şikayeti hususunda kişiler ilk olarak satıcının kendisiyle iletişime geçmelidir. Fakat uyuşmazlık yaşanmaya ve haklarınız ihlal edilmeye devam ediliyorsa bu sorunların çözüm yerleri Tüketici hakem heyeti ve tüketici mahkemeleridir. Fakat maddi açıdan belli bir rakamın altında uyuşmazlığınızın olması durumunda Tüketici hakem heyetine başvurabilirsiniz. Heyetin kararına göre mahkemeye yönlendirme yapılabilir. Avukatlarımız bu hususta oldukça bilgili ve tecrübeli kişilerdir. Birlikte çalışmanız halinde bilgi sahibi olup haklarınızı koruyabilecek, diğer süreçler için hazırlıklı olabileceksiniz. https://tuketicisikayeti.gtb.gov.tr adresinden tüketici şikayetlerinde bulunabilirsiniz.

Siber Suç

İzmir bilişim avukatı siber suçların önemine ve etkilerine her zaman dikkat çekmiştir. Siber suç, terim olarak bilgisayar endüstrisindeki ve ağlardaki gelişmelerden dolayı ortaya çıkmıştır. Siber suçlar finansal kayıplara, hassas verilerin ihlaline sebep olmakla birlikte bir kuruluşun itibarını da zedeleyebilmektedir. Bu sebeple büyük bir risk olarak kabul edilir. Gün geçtikçe teknolojinin artması ve gelişmesinden kaynaklı bu suçlarda da artış gözlemlenmiştir. Erişim kolaylığından dolayı siber suç işleyen kişilerin sayısı da yadsınamayacak gibidir.

Siber suçlular teknolojideki becerilerini siber suç adı altındaki eylemleri ve yasa dışı faaliyetleri gerçekleştiren kişilerdir. Bireysel hareket edebildikleri gibi ekip olarak da suçları işleyebilirler. Bu tür faaliyetler sistemlerde bulunan güvenlik açıklarını tespit ederek kişi ve kurumların haklarına girmektedir. Siber suçların gerçekleşmesinin en büyük sebepleri;

  • Güvenlik açıkları,
  • Zayıf kimlik doğrulama yöntemleri,
  • Parolaları kullanmak,
  • Katı güvenlik kural ve politikalarının olmamasından kaynaklanmaktadır.

Siber Suç Nedir?

Siber suç, bilgisayar, tablet ve diğer bilgisayar ağları gibi iletişim cihazlarının yasa dışı kullanımıdır. Zarar vermek amacıyla bir ağı hedef alan ve kullanan kişiler siber suç işlemiş olur. Bu suçlar bilgisayar ve bilgisayar ağlarının kullanılıp işlenmesiyle gerçekleşir. Bireylerden büyük iş gruplarına kadar her kesimdeki insan siber suç mağduru olabilmektedir. Bilişim suçları avukatı İzmir, bilişim sistemlerinden herhangi birine hukuka aykırı şekilde girilmesini siber suçlardan saymaktadır. Türk ceza kanununun ilgili maddesinde ise siber suçlarla ilgili şu ifade yer almaktadır;

  • Sistemi engelleyip bozmak, verileri yok etmek ya da değiştirmek, banka veya hesap kartlarının kötüye kullanımı, yasak cihaz ya da programların uygulanması sonucu tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri uygulanacaktır.

Siber suçların çoğunluğu para kazanmak için işlenmektedir. Fakat bunun yanında bilgisayara zarar vermek gibi amaçlarla da hareket edilir. Bu kişiler acemi olabilmekle birlikte organize olmuş suç çetelerini de temsil etmektedir. Kendi geliştirdikleri teknikleri kullanarak kişi haklarını ihlal ederler. farklı siber suç türlerine şu şekilde örnekler verilmektedir;

  • E-posta ya da internet dolandırıcılığı ve korsanlığı yapmak,
  • Kişisel bilgilerin ihlali, kullanmak ya da çalmak,
  • Kurumsal verilere ait bilgilerin çalınıp satılması,
  • Fidye yazılımını içeren siber gasplar,
  • Kripto para madenciliği (elektronik kara para aklama) ile ilgili işlemler,
  • Telif hakkının ihlali,
  • Yasa dışı kumar faaliyetleri,
  • Yasa dışı ürünlerin çevrimiçi satımı,
  • Devlet ya da şirketlere ait verilere sızmak,
  • Sosyal medya dolandırıcılıkları.

 

Siber suçta suçlular bilgisayarı hedef alarak birçok kötü faaliyete sebep olmakla birlikte bu bilgisayarları başka suçları işlemek için de kullanmaktadır. Bu tür faaliyetlerden korunmak için yapılması gereken en önemli şey, hassas bilgilerin çevrimiçi platformlarda paylaşılmamasıdır.

Siber suç cezaları

Siber suçlarda etkenlere göre cezalar da değişkenlik göstermektedir. Suçun boyutu ve hususu en önemli etkenlerdendir. Siber suç cezalarında da basit cezadan ağır cezaya doğru ilerleme gözlenebilir. Siber suç cezaları;

  • Bilişim suçu cezasının en basit şekli, bilişim sistemine girip hiçbir değişiklik yapılmadan çıkılması halidir. Bu gibi durumlarda kişiye 1 yıla kadar hapis ya da para cezası verilmektedir.
  • Bilişim sistemine girip verilerin yok olması durumunda ya da değiştirilmesi halinde 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilmektedir. Bu duruma örnek vermek gerekirse birinin mailine girip kayıtlarının yok olması bu suçun cezasını almasını sağlar.
  • Bilişim sistemi ya da bilişim sistemleri arasında dolaşan veri nakillerinin hukuka aykırı olarak izlenmesi durumunda bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası alınmaktadır.

Kişinin maddi zarara uğraması ya da kendisine ait bir sistemin zarar görmesi durumunda mutlaka avukata danışmalı, gerekli işlemleri başlatmalıdır. Aksi takdirde tek başınıza yapabileceğiniz uğraşlar size avantaj sağlamamaktadır. İzmir bilişim avukatı, bu süreç içerisinde sizlere destek olacak ve mahkemeye gerekli evrakları sunup davanın kazanılmasını sağlayacaktır.