Terk Nedeniyle Boşanma Davası

Terk Nedeniyle Boşanma Davası, eşlerden birinin ortak hayatı sürdürme yükümlülüğünü haksız bir şekilde ihlal ederek ortak konutu terk etmesi veya haklı bir neden olmamasına rağmen eve geri dönmemesi durumunda gündeme gelen özel bir boşanma sebebidir. Bu dava türü, Türk Medeni Kanunu’nda açıkça düzenlenen ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sonucunu doğuran hukuki bir süreçtir. 

Terk olgusunun oluşup oluşmadığı, sürelerin doğru şekilde işleyip işlemediği ve ihtarın usule uygun olup olmadığı mahkemeler tarafından titizlikle değerlendirilir. Bu nedenle, bu davanın diğer boşanma türlerine göre daha teknik ve prosedür yoğun bir yapısı vardır.

Bu içeriğin ilerleyen bölümlerinde terk nedeniyle boşanma davasına ilişkin tüm detayları kapsamlı biçimde ele alacağız. Hukuki şartların neler olduğu, hangi sürelerin beklenmesi gerektiği, eve dönme çağrısı sürecinin nasıl işlediği, delillerin nasıl değerlendirdiği, nafaka ve velayet gibi konuların nasıl ele alındığı ve sürecin hangi hatalar nedeniyle riske girebileceği gibi kritik noktaları adım adım inceleyeceğiz. Böylece okuyucu, terk nedeniyle boşanma davasına dair tüm süreci net bir çerçevede değerlendirme imkânı bulacaktır.

Terk Nedeniyle Boşanma Davası Nedir?

Terk nedeniyle boşanma davası, eşlerden birinin ortak hayatı birlikte sürdürme yükümlülüğünü ihlal ederek evden ayrılması veya haksız şekilde eve dönmemesi halinde açılabilen özel bir boşanma sebebidir. TMK m.164’e göre terk nedeniyle boşanma davası açabilmek için:

  1. Eş ortak konutu haksız olarak terk etmiş olmalı veya
  2. Haklı sebep olmaksızın eve dönmeyi reddetmiş olmalıdır.

Terk eyleminin varlığı, süre koşulları ve ihtarın geçerliliği titizlikle ispatlanmalıdır. Bu nedenle davanın teknik yapısı diğer boşanma sebeplerine göre daha karmaşıktır. Bu nedenle terk olgusunun varlığını kanıtlamak, süre ve ihtar koşullarını yerine getirmek büyük önem taşır.

Bu davanın etkili şekilde açılabilmesi için belirli sürelerin dolması, eve dönme çağrısının usulüne uygun yapılması ve eşin ortak konutu haklı bir gerekçe olmaksızın terk ettiğinin kanıtlanması gerekir. Bu yönüyle dava diğer boşanma türlerine kıyasla daha fazla belge ve delil gerektirir.

Terk Nedeniyle Boşanmada Hukuki Şartlar Nelerdir?

Terk nedeniyle boşanma davasının açılabilmesi için kanunun belirlediği şartların eksiksiz biçimde yerine getirilmesi gerekir.  Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesi gereği, terk nedeniyle boşanmanın gerçekleştirilebilmesi için belirli hukuki şartların birlikte sağlanması gerekir. Bu şartları aşağıda yer aldığı şekilde kısaca özetleyebiliriz:

Eşin ortak konutu haksız şekilde terk etmiş olması veya haklı bir sebep bulunmaksızın eve dönmeyi reddetmesi gerekir. Terk fiili bilinçli olmalı, yani eş ortak hayatı sürdürmeme kastıyla hareket etmelidir. Terk eylemi kesintisiz şekilde en az 6 ay sürmelidir. Bu sürenin ilk 4 ayı geçtikten sonra terk edilen eş, mahkemeden veya noter aracılığıyla eve dönme ihtarı gönderebilir. İhtarın tebliğinden sonra eşe 2 aylık kesin bir dönüş süresi tanınır. Terk eyleminin hukuki olarak tamamlanabilmesi için bu 2 aylık sürede de eşin eve dönmemiş olması şarttır.

İhtarın samimi olması, konutun yaşanabilir ve güvenli durumda bulunması gerekir. İhtar sadece şekli bir işlem olarak yapılmışsa geçerli sayılmaz. Eşin dönebileceği ortak konutun uygunluğunun ispatı, davacı eş için önemlidir. Şiddet, tehdit, kötü muamele gibi haklı bir sebep varsa terk fiili haksız sayılmaz ve şartlar oluşmaz.

Tüm bu unsurlar birlikte gerçekleştiğinde terk edilen eş, terk nedeniyle boşanma davası açabilir. Bu dava mutlak bir boşanma sebebidir; şartlar oluşmuşsa hakim ek olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığını araştırmaz.

Terk Sayılabilmesi İçin Gerekli Süreler ve Koşullar

Terk olgusunun hukuken kabul edilebilmesi için bazı sürelerin dolması zorunludur. Öncelikle eşin en az 6 ay boyunca ortak konuta geri dönmemiş olması gerekir. Bu süre dolmadan terk nedeniyle boşanma davası açılması mümkün değildir. Bununla birlikte, ihtar süreci başlatıldıktan sonra 2 aylık ek bir bekleme süresinin geçmesi gerekmektedir.

Mahkeme, terk eyleminin haksız olup olmadığını değerlendirirken eşin eve dönmesini engelleyen olguları da dikkate alır. Örneğin, şiddet, baskı, kötü muamele veya tehdit gibi durumlar hukuken haklı neden sayılır ve bu tür durumlarda eşin evi terk etmesi kusurlu bir davranış olarak değerlendirilmez.

Eve Dönme Çağrısı (İhtar) Süreci Nasıl İşler?

Terk nedeniyle boşanma davasının en önemli aşamalarından biri eve dönme ihtarıdır. Bu ihtarın geçerli olabilmesi için noter veya mahkeme aracılığıyla gönderilmesi gerekir. Eğer terk eden eşin adresi bilinmiyorsa, ihtar ilan yoluyla da yapılabilir. İhtarın içeriğinde eşin eve dönmesi gerektiği, konutun yaşanmaya uygun olduğu ve dönülmediği takdirde terk nedeniyle boşanma davası açılabileceği açıkça belirtilmelidir.

İhtarın geçerli sayılabilmesi için:

  • Ortak konutun yaşam koşullarına uygun olması,
  • Eve dönen eşin tehdit, hakaret veya baskıya maruz kalmayacağının garanti edilebilmesi,
  • Eve dönüşün fiilen mümkün olması şarttır.

İhtar gönderildikten sonra eşin 2 ay içinde eve dönmemesi, davacının terk nedeniyle boşanma davası açma hakkını doğurur. Bu süreler, davanın kabulü için son derece önemlidir.

Terk Nedeniyle Boşanma

Terk Eden Eşin Dönmemesi Durumunda İzlenecek Hukuki Yol

Eve dönme ihtarına rağmen eşin geri dönmemesi halinde terk nedeniyle boşanma davası açılabilir. Davacı eş, ihtarın usule uygun şekilde tebliğ edildiğini ve bekleme süresinin dolduğunu ispatlamalıdır. Mahkeme, terk eyleminin oluşup oluşmadığını ve eşin eve dönmeme gerekçelerinin haklı olup olmadığını ayrı ayrı değerlendirir.

Mahkeme sürecinde taraflar dinlenir, tanık beyanları alınır ve gerek görülürse sosyal inceleme raporu talep edilebilir. Bu değerlendirmeler sonucunda eşin haksız şekilde evi terk ettiği kanıtlanırsa boşanmaya hükmedilir.

Terk Nedeniyle Boşanma Davasında Deliller ve İspat Yükü

Terk nedeniyle açılan davalarda ispat yükü ağırlıklı olarak davacıdadır. Davacı eş, ihtarın doğru şekilde gönderildiğini, eşin eve dönmediğini ve terk olgusunun oluştuğunu kanıtlamakla yükümlüdür.

Deliller arasında:

  • Noter veya mahkeme ihtar belgeleri,
  • Tanık ifadeleri,
  • Ortak konutun uygunluğuna dair tespitler,
  • Eşin dönemediğine ilişkin yazışmalar veya belgeler gibi unsurlar yer alabilir.

Mahkeme bu delilleri bütünlük içinde değerlendirerek karar verir.

Terk Davasında Nafaka, Velayet ve Mal Paylaşımı Nasıl Değerlendirilir?

Terk nedeniyle boşanma davasında nafaka, velayet ve mal paylaşımı konuları genel boşanma hükümlerine tabidir. Ancak terk olayı kusur değerlendirmesinde önemli bir rol oynar. Terk eden eşin kusurlu kabul edilmesi, nafaka taleplerinde ve maddi-manevi tazminat konularında önemli sonuçlar doğurabilir.

Velayet açısından ise terk eylemi, çocuğun üstün yararı değerlendirilirken mahkemenin dikkatini çeken önemli bir unsurdur. Aile birliğini kendi iradesiyle terk eden eşin velayet konusunda dezavantajlı duruma düşmesi mümkündür.

Terk Nedeniyle Boşanma Davasının Süresi ve Mahkeme Süreci

Bu tür davalar genellikle 6 ay ile 1,5 yıl arasında sonuçlanır. Sürenin uzaması, delil yoğunluğuna, tarafların tutumuna, ihtar sürecinin doğru yürütülüp yürütülmediğine ve mahkemelerin iş yüküne bağlıdır.

Mahkeme süreci boyunca tarafların beyanları alınır, deliller toplanır ve gerektiğinde uzman görüşlerine başvurulur. Teknik ve formalite yoğun bir dava türü olduğundan süreç her aşamada dikkatli yönetilmelidir.

Terk Nedeniyle Boşanma Davasında En Sık Yapılan Hatalar

Terk nedeniyle boşanma davalarında sık karşılaşılan hatalar şu şekildedir:

  • Süre şartları beklenmeden dava açılması,
  • İhtarın hatalı veya usule uygun olmayan şekilde gönderilmesi,
  • Ortak konutun uygun hâle getirilmemesi,
  • Delillerin eksik sunulması

Bu tür hatalar davanın reddine neden olabilir ve daha sonra yeniden dava açmayı zorlaştırabilir.

Terk Nedeniyle Boşanma Davasında Profesyonel Hukuki Destek Almanın Önemi

Terk nedeniyle boşanma davaları, sürelerin ve resmi prosedürlerin son derece önemli olduğu, teknik ayrıntılar içeren özel bir dava türüdür. Hatalı atılan adımlar, davanın reddine veya sürecin ciddi şekilde uzamasına yol açabilir.

Bu nedenle sürecin en başından itibaren İzmir boşanma avukatı olarak hizmet veren Kalemci Hukuk’un uzman ekibinden profesyonel destek alınması büyük önem taşır. Aile hukuku ve özellikle terk nedeniyle boşanma davalarında deneyimli bir avukatla çalışmak, hem süreçte yapılabilecek hataları önler hem de haklarınızın doğru şekilde savunulmasını sağlar. Kalemci Hukuk, müvekkillerine sürecin her aşamasında kapsamlı rehberlik sunarak ihtar süreci, delil yönetimi, nafaka ve velayet talepleri gibi kritik konularda en doğru stratejiyi belirlemenize yardımcı olur. Bu sayede dava süreci daha hızlı, güvenli ve sonuç odaklı ilerler.

Tavsiye Edilen Yazılar

Henüz yorum yapılmamış, sesinizi aşağıya ekleyin!


Bir Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir