Haksız Tutuklama

Haksız Tutuklama, Gözaltı, Arama ve El Koyma Nedir?

Haksız tutuklama, gözaltı, arama ve el koyma, bireylerin hukuka aykırı olarak özgürlüklerinden yoksun bırakılması veya mülklerine haksız müdahalelerde bulunulması durumlarını ifade eder. Bu kavramlar, Türkiye’deki Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) çerçevesinde düzenlenmiştir ve belirli koşullar altında tazminat talep etme hakkı doğurur.

Haksız tutuklama, bir kişinin yasal olmayan gerekçelerle tutuklanmasıdır. Bu durum, kişinin kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanması veya tutukluluğunun devamına karar verilmesi gibi hallerde ortaya çıkar. Gözaltı ise, bir kişinin yasal süreler içinde hâkim önüne çıkarılmaması durumunu kapsar.

El koyma, bir kişinin mülküne yasal olmayan yollarla müdahale edilmesi ve bu mülkün devlet tarafından alınmasıdır. Arama ise, bir kişinin üzerinin veya evinin izinsiz olarak kontrol edilmesidir. Bu uygulamalar, ceza muhakemesi sürecinde delil toplama amacıyla yapılır, ancak hukuka aykırı şekilde gerçekleştirildiğinde haksızlık teşkil eder. Bu gibi durumlara İzmir Ceza Avukatı bakmaktadır.

Haksız Tutuklama Tazminatı Nedir? Şartları

Haksız tutuklama tazminat işleminin hukuki dayanağını, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141-144. maddeleri oluşturur. Bu maddelerde, hangi durumlarda tazminat talep edilebileceği, tazminatın şartları ve süresi düzenlenmiştir. Özellikle cmk 141 tazminat maddesi, tutuklama ve gözaltı gibi koruma tedbirlerinin hukuka aykırı uygulanması halinde tazminat talep etme hakkını belirler.

Haksız Tutuklama Tazminatı Nasıl Hesaplanır?

Haksız tutuklama tazminatı, haksız yere tutuklanan veya gözaltına alınan bireylerin maddi ve manevi zararlarının tazmini amacıyla hesaplanır. Haksız tutuklama tazminat hesaplama, iki ana bileşenden oluşur: maddi tazminat ve manevi tazminat.

Manevi Tazminat Nasıl Hesaplanır?

Manevi tazminat, haksız tutuklama nedeniyle bireyin yaşadığı psikolojik ve sosyal zararları kapsar. Manevi açıdan beraat tazminatı hesaplama yapılırken dikkate alınan faktörler aşağıdakilerdir:

  • Tutuklu Kalma Süresi: Bireyin cezaevinde geçirdiği süre, manevi tazminat miktarını etkiler.
  • Suçun Niteliği: Haksız yere tutuklanan kişinin karşılaştığı suçlamanın niteliği, manevi tazminatın belirlenmesinde önemli bir rol oynar.
  • Kişinin Sosyo-Ekonomik Durumu: Bireyin yaşı, mesleği ve sosyal yaşamı gibi faktörler de manevi tazminatın hesaplanmasında göz önünde bulundurulur. Ancak manevi tazminat için belirli bir formül yoktur; miktar, hâkimin takdirine bağlı olarak belirlenir.

Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar manevi tazminat da bu açıdan değerlendirilmektedir.

Maddi Tazminat Nasıl Hesaplanır?

Maddi tazminat, haksız tutuklama süresince kaybedilen gelirler ve diğer maddi zararlar üzerinden hesaplanır. Peki, maddi zararlar nedir? Aşağıdaki kriterler maddi zarar olarak değerlendirilir ve haksız tutuklama tazminat miktarı hesaplamasında dikkate alınır:

  • Kazanç Kaybı: Tutuklama süresince çalışamayan kişinin kaybettiği gelir, son maaşı veya serbest çalışıyorsa son kazancı üzerinden hesaplanır. Eğer kişi çalışmıyorsa, hesaplama asgari ücret üzerinden yapılır.
  • Diğer Maddi Zararlar: Cezaevi harcamaları, avukatlık ücretleri ve aile üyelerinin cezaevine gidiş geliş masrafları gibi diğer maddi zararlar da tazminat hesaplamasına dahil edilir.

Maddi tazminatın hesaplanmasında mahkeme, genellikle bir bilirkişi atayarak somut belgeleri değerlendirir. Bu belgeler, kişinin kaybettiği gelir ve diğer maddi zararları kanıtlamak için kullanılır.

Haksız Tutuklulukta Dava Açma Süresi ve Zaman Aşımı

Haksız tutuklama tazminatı için dava açma süresi, hukukun belirlediği belirli kurallar çerçevesinde işlemektedir. Türkiye’de bu süre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 142. maddesi gereğince düzenlenmiştir. Haksız tutuklama nedeniyle tazminat davası açmak isteyen bireylerin uyması gereken süreler aşağıdakilerdir:

  • Üç Aylık Süre: Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay içinde tazminat davası açılmalıdır.
  • Bir Yıllık Süre: Her halükarda, kararın kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde de tazminat davası açılması gerekmektedir.

Bu süreler, hak düşürücü sürelerdir; yani belirtilen sürelerin geçirilmesi durumunda tazminat talebinde bulunulamaz. Mahkeme, bu sürelerin geçirilip geçirilmediğini resen dikkate alır.

Haksız tutuklama tazminatı için zaman aşımı süresi, yukarıda belirtilen sürelerle örtüşmektedir. Tazminat davası açma süresi, kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay ve bir yıl olarak belirlenmiştir. Bu süreler, hak düşürücü nitelikte olduğundan, süresinde dava açılmadığı takdirde hak kaybı yaşanır.

Haksız Tutuklama Tazminatı ile İlgili Bilinmesi Gerekenler

Haksız tutuklama tazminatı, bireylerin yaşadığı hukuka aykırı uygulamalar sonucunda devlet aleyhine açabilecekleri bir tazminat davasıdır ve bu süreçte dikkat edilmesi gereken birçok hukuki detay bulunmaktadır. Bu bilgiler bağlamında kişileri tazminat ödenmezse ne olur? şeklindeki sorular da oldukça düşündürmektedir. Öte yandan, haksız tutlama tazminat davaları karmaşık hukuki süreçler içerdiğinden, bir avukatın desteği önemlidir. Avukat, dava açma koşulları, tazminat hakları ve süreç hakkında bilgi sahibi olmalı ve müvekkilinin haklarını etkili bir şekilde savunmalıdır. Örneğin, Kalemci İzmir Avukatlık ve Hukuki Danışmanlık Bürosu ile iletişime geçerek konuyla ilgili detaylı bilgiye sahip olabilirsiniz.

Hangi Hallerde Tutuklama Haksız Olur?

Türkiye’de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. maddesinde haksız tutuklama halleri belirlenmiştir. Haksız tutuklama olarak kabul edilen hallerden bazıları aşağıdaki şekildedir:

  • Bir kişi, kanunlarda belirtilen tutuklama koşulları dışında yakalanmış veya tutuklanmışsa, bu durum haksız tutuklama olarak kabul edilir.
  • Kanuni gözaltı süresi içinde, kişi hâkim önüne çıkarılmamışsa, bu durum da haksız tutuklama sayılır. Gözaltı süresi, yasal olarak belirlenen süreler içinde tamamlanmalıdır. Bu konuda dikkat etmek gerekmektedir ki, çoğu zaman 1 günlük gözaltı tazminat açısından değerlendirilme de farklılık göstermektedir.
  • Tutuklanan kişiye, kanuni hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından yararlandırılma isteği yerine getirilmeden tutuklama yapılmışsa, bu da haksızlık teşkil eder.

Davası Açma Süresi

Haksız tutuklamaya uğrayan kişileri düşündüren bir diğer soru, beraat ettim şimdi ne olacak? olmaktadır. Tazminat davası açma süresi, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren üç ay ve bir yıl olarak öngörülmüştür. Bu zaman dilimleri, hak düşürücü özellik taşıdığından, belirtilen süre içinde dava açılmazsa hak kaybı meydana gelir.

Tazminat Davasını Kim, Kime Karşı Açar?

Haksız tutuklama ve gözaltı nedeniyle tazminat davası, Maliye Hazinesi aleyhine açılır. Yani, mağdur olan kişi tazminat talebinde bulunurken Hazine’yi davalı olarak gösterir. Haksız tutuklama nedeniyle, ağır ceza mahkemesi tazminat davası açılmasında görevli mahkeme olmaktadır. Yetkili yer mahkemesi ise zarara uğrayanın oturduğu yer mahkemesidir.

Haksız Tutuklama Tazminat Dilekçesi

Aşağıda yer alan haksız tutuklama tazminatı dilekçesi, yalnızca bir taslak olarak değerlendirilmelidir. Her durumun kendine özgü şartları göz önünde bulundurularak, bireysel bir dilekçe düzenlenmelidir. Siz de daha kapsamlı bir dilekçe için İzmir Ceza Avukatı hizmetleri sağlayan Kalemci Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.

Dilekçe Örneği

………….. NÖBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NE

DAVACI: İsim-Soyisim, T.C Kimlik Numarası, Adres 

VEKİLİ: İsim-Soyisim, Baro Sicil Numarası, Adres, UETS Numarası (Avukatınız var ise bu kısmı doldurunuz)

DAVALI: Devlet Hazinesi(Hazine Müsteşarlığı)

KONU: Haksız tutuklama nedeniyle tazminat talebinden ibarettir.

AÇIKLAMALAR:

  1. Müvekkilim, ………… Ceza Mahkemesi …/… Esas no ve …/… sayılı kararı ile ………………….. suçundan …………….. Ceza Mahkemesinin …/…/… tarih ve …/… karar numarası ile tutuklanmıştır. Müvekkil, ……………Ceza Mahkemesinin …/…/… tarihli kararına kadar geçen süre zarfında cezaevinde tutuklu bulunmuş olup, söz konusu mahkemenin …/… Esas, …/… Karar sayılı …/…/… tarihli beraat kararıyla suçsuz olduğu kesinleşmiştir.

(Bu kısımda yer alan bilgileri kişi kendi durum ve koşullarına göre doldurmalıdır)

  1. Davacı müvekkilim, tutuklandığı dönemde faal olarak istihdam edildiği işinden ayrılmış ve aylık geliri olan … TL’yi kaybetmiştir. Sabıka kaydı bulunmayan müvekkilim, cezaevi süreci boyunca ve tahliye sonrasında maddi ve manevi zorluklarla karşılaşmıştır. İlk defa suçlanan müvekkilim toplumsal itibarı zedelenmiş, rencide edilmiş ve işini kaybetmiştir. Bu durum, özgürlükten mahrum kalması, olumsuz bakışlara maruz kalması ve ruhsal sıkıntılara neden olmuştur.
  2. Müvekkil, toplam … gün süreyle cezaevinde tutuklu kalmış ve bu süre zarfında çalışma imkanı bulamamıştır, bu da maddi kayıplara sebep olmuştur. Suçsuz olduğunu bilen müvekkil, ağır koşullarda devam eden yargılama sürecinde bir avukat aracılığıyla kendisini temsil ettirmiştir. Bu hukuki temsil nedeniyle müvekkil, avukatına … TL ödeme yapmak zorunda kalmıştır. Bu durum, tutukluluk süresinde uğranılan maddi ve manevi zararların tazmin edilmesi amacıyla dava açma gerekliliğini ortaya çıkarmıştır.

(Yukarıda yer alan iki kısımda da kişi kendi durumuna ilişkin somut olayları ve uğradığı tüm zararları kendi durum ve koşullarına göre doldurmalıdır)

HUKUKİ SEBEPLER: Ceza Muhakemesi Kanunu madde 141, 142 ve ilgili sair hukuki sebepler.

HUKUKİ KANITLAR : ………… Ceza Mahkemesinin …/…/… tarihli kararı ve tutuklama müzekkeresi,  ………… Ceza Mahkemesinin …/…/… tarihli tahliye kararı, ………… Ceza Mahkemesinin …/… Esas, …/… Karar ve …/…/… tarihli beraat kararı, İşten ilişik kesme belgesi, SGK dökümü ve ilgili sair yasal deliller

(Hukuki kanıtlar kısmında yer alan deliller örnek amaçlıdır. Bu bölümde, kişinin tutuklandığını ve bu sebeple zarar gördüğünü ispatlayacak her türlü kanıtı sunması önerilir)

NETİCE-İ TALEP: Yukarıda özetlenen gerekçeler doğrultusunda, müvekkilimin yaşadığı mağduriyetin maddi boyutları şu şekildedir: cezaevi harcamaları, iş kaybı/çalışamama ve avukatlık ücreti, toplamda … TL tutarındadır. Ayrıca, toplum içinde bu yaş grubundaki bir bireyin tutuklanması nedeniyle oluşan infialin bir sonucu olarak, manevi zararın toplamı da … TL olarak belirlenmiştir. Bu meblağın, tutuklanma tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesi hususunda karar verilmesini talep etmekteyim. Ayrıca, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesini saygılarımla arz ederim.(…../……../……)

İSİM-SOYİSİM            

İMZA

Görevli ve Yetkili Mahkeme

Haksız tutuklama tazminat davasında görevli ve yetkili mahkeme, davacının ikametgahının bulunduğu yerin ağır ceza mahkemesidir. Eğer davacının ikamet ettiği yerde birden fazla ağır ceza mahkemesi varsa, haksız tutuklamaya neden olan mahkeme dışında başka bir ağır ceza mahkemesi de davaya bakabilir. Eğer davacının ikamet ettiği yerde yalnızca bir ağır ceza mahkemesi bulunuyorsa, en yakın ağır ceza mahkemesinde dava açılmalıdır.

Haksız Tutuklama Yargıtay  Kararları

Haksız tutuklama ile ilgili yargıtay kararlarına ilişkin örnek bilgiler aşağıdaki şekilde olmaktadır:

YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ

T. 15.7.2005 E. 2005/6272 K. 2005/8782

• HAKSIZ TUTUKLAMA ( Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat İsteği – Davacı Seyahat Acentesinde Çalıştığını İddia Ettiğinden İkamet Ettiği Yerdeki Seyahat Acentalarından ve Ticaret Odasından Günlük Kazancının Sorularak Maddi Tazminata Hükmedileceği )

• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ

• GÜNLÜK KAZANÇ ( Haksız Tutuklama Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat İstemi – İkamet Ettiği Yerdeki Seyahat Acentalarından ve Ticaret Odasından Sorularak Maddi Tazminata Hükmedilmesi Gerektiği )

1412/m.104/5

ÖZET : Haksız olarak tutuklu kaldığı günler için maddi ve manevi tazminat isteğinde; davacı Seyahat Acentesinde çalıştığını iddia ettiğinden ikamet ettiği yerdeki Seyahat Acentalarından ve ticaret odasından günlük kazancının sorulmak suretiyle maddi tazminat tayin edilmemesi yasaya aykırıdır.

DAVA : Haksız olarak tutuklu kaldığı günler için maddi ve manevi tazminat isteğinde bulunan davacı Mehmet Aydın’ın maddi tazminatın reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.000.000.000 TL. manevi tazminatın davalı hazineden alınarak davacıya ödenmesine dair ANTALYA 2. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 18.10.2004 gün ve 2003/388 D.İş, 2004/388 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı hazine vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın onanma isteyen tebliğnamesi ile 14.07.2005 tarihinde Daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:

KARAR : Toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre davalı hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarına hasren yapılan incelemede;

1- Davacı Seyahat Acentesinde çalıştığını iddia ettiğinden ikamet ettiği yerdeki Seyahat Acentalarından ve ticaret odasından günlük kanancının sorulmak suretiyle maddi tazminat tayin edilmemesi,

2- Avukatlık ücret tarifesinin 13/4 maddesi uyarınca tarifenin üçüncü kısmına göre davacı lehine Avukatlık ücreti tayin edilmemesi,

SONUÇ : Yasaya aykırı davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden isteme aykırı olarak hükmün BOZULMASINA, 15.07.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ

T. 16.3.2005 E. 2004/4610 K. 2005/1116

• 466 SAYILI YASAYA GÖRE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ ( Davacının Sosyal Ve Ekonomik Durumuna Hal Ve Mevkiin İcabına Tutuklu Kaldığı Süre Ve Benzeri Hususların Gözetilmesi Gereği )

• HAKSIZ TUTUKLAMA ( Tutuklu Kaldığı Süre Ve Benzeri Hususlar Gözetilmek Suretiyle Zenginleşme Sonucu Doğurmayacak Şekilde Hak Ve Mesafet Kurallarına Uygun Makul Ve Makbul Bir Miktar Olarak Tayin Ve Tespiti Gereği – 466 Sayılı Yasaya Göre Manevi Tazminat Talebi ) 466/m.1

ÖZET : 466 Sayılı Yasaya göre manevi tazminat talebinde bulunan davacı hakkında, objektif bir kriter olmamakla birlikte hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumuna hal ve mevkiin icabına, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar gözetilmek suretiyle, zenginleşme sonucu doğurmayacak şekilde hak ve mesafet kurallarına uygun makul ve makbul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekir.

DAVA : 466 Sayılı Yasaya göre manevi tazminat talebinde bulunan davacı Mehmet Erkoç vekilinin istemi üzerine yapılan inceleme sonucunda: Davanın kısmen kabulü ile 466 Sayılı Kanuna göre 3.150.000.000 lira manevi tazminat ile 550.000.000 lira dilekçe yazım ücretinin devlet hazinesinden alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair ÜNYE Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 09.04.2003 gün ve 2001/72 Esas, 2003/53 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile davalı temsilcisi tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığının bozma isteyen 08.03.2004 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle, incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Evrak üzerinden karar verilmesi gerekirken tüm işlemlerin duruşma açılarak yapılması ve hüküm kurulması telafisi mümkün bulunmadığından bozma sebebi yapılmamış, vekalet ücretinin 28 Kasım 2002 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13.maddesinin 4.fıkrası delaletiyle ikinci kısmın ikinci bölümünün onuncu sırasındaki miktara uygun olarak tayin edilmiş olması karşısında tebliğnamenin ikinci bendindeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve taktirine incelenen dosya içeriğine göre davacı vekili ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:

Objektif bir kriter olmamakla birlikte hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumuna hal ve mevkiin icabına, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar gözetilmek suretiyle, zenginleşme sonucu doğurmayacak şekilde hak ve mesafet kurallarına uygun makul ve makbul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, bu ölçülere uymayacak şekilde eksik tayini,

SONUÇ : Yasaya aykırı ise de; bu cihetin yeniden duruşma yapılmaksızın CMUK. nun 322 nci maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan manevi tazminatın 5.000.000.000 liraya yükseltilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.03.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.

Hırsızlık Suçu Nedir? Cezası ve Şartları için tıklayın.

Tavsiye Edilen Yazılar

Henüz yorum yapılmamış, sesinizi aşağıya ekleyin!


Bir Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir