Muhakemesiz icra olmaz cümlesinin anlamı; hakkında ceza davası açılmamış bir kişi ya da olay için yargılama yapılamamasına denmektedir. Ve bu durum kanunlarca belirlenmiştir. Ceza Muhakemesi Kanunu 225/1 maddesinde açıkça belirtildiği üzere; mahkeme yalnızca kendisine sunulan iddianame üzerinden hareket ederek yargılama yapabilmektedir. Açıklık getirmek gerekirse savcının mahkemeye sunduğu belgelerde geçen kişiler ve olaylarla ilgili yargılama gerçekleşmektedir. Bunun dışında kalan durumlar için herhangi bir yargılama yapılamamakta ya da karar verilememektedir. Dolayısıyla ceza davasında sanığın avukatı bu ilkeyi göz önünde bulundurarak müvekkilinin haklarını korumakla yükümlü olmaktadır.

CMK 170 maddesinde belirtildiği şekilde suçları soruşturma ve koşulların sağlanması durumunda dava açılması görevi Cumhuriyet Savcısına aittir. Suç olduğu iddia edilen bir olay ile ilgili olarak sanık hakkında yargılama gerçekleştirilebilmesi için, bu fiilin dava konusu olarak mahkemeye sunulması gerekmektedir. Davaya konu olmayan her türlü fiil için mahkeme kendiliğinden el koyarak yargılama yoluna gidememektedir. Bu durumda savcılığın verdiği iddianame ile dava açıldıktan sonra sanığın farklı suçları tespit edilirse bunların her biri için ayrı davalar açılması gerekmektedir. Benzer şekilde iddianamede yer almayan ve şüpheli olarak gösterilmeyen kişiler için de herhangi bir hüküm verilmesi mümkün olmamaktadır. Bu bilgilere ek olarak eğer muhakemesiz icra olmaz ilkesi ihlal edilen bir dava söz konusuysa konu üst mahkemelere taşınabilmektedir.

Dava konusu edilmeyen bir olayın yargılaması mahkeme tarafından yapılmışsa durum Yargıtay tarafından incelenmektedir. Burada muhakemesiz icra olmaz ilkesinin ihlali tesit edilmişse Yargıtay kararın yok hükmünde olmasına karar verebilir. Bunun sonucunda ise temyize konu olan dava da yok hükmünde olacağı için dava istinaf mahkemesi ya da Yargıtay tarafından reddedilmektedir. Yine ilkenin ihlali durumunda üst mahkeme davayı bozma kararı da verebilmektedir. Bunun nedeni ise ceza alan kişinin infazında herhangi bir yanlışlık olmaması ve üst mahkemeye taşınan konunun şekil olarak mahkeme kararı olmasıdır. Son olarak istinaf mahkemesi ya da Yargıtay tarafından davanın düşmesi kararı verilebilmektedir. Davaya konu edilmeyen bir fiil için verilen kararlar bu şekilde devre dışı bırakılabilmektedir.

Tavsiye Edilen Yazılar

Henüz yorum yapılmamış, sesinizi aşağıya ekleyin!


Bir Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir