İş Kanununun 120. Maddesi ile yürürlükte kalmaya devam eden 1475 sayılı İş Kanunun 14. Maddesi gereği İş Kanununa tabi olarak çalışan işçilerin iş sözleşmelerinin işveren tarafından haklı nedenle derhal fesih halleri dışında bir sebeple feshedilmiş olması, işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması, işçi tarafından askerlik hizmeti dolayısıyla feshedilmiş olması, işçinin emeklilik hakkının elde edilmesi veya bu kapsamda yaş dışında gereken sigortalılık süresi ve prim gününün doldurulması nedeni ile işten ayrılması, kadın işçinin evlenmesi halinde 1 yıl içinde işten ayrılması, işçinin ölümü nedenleriyle sona ermesi durumunda işçinin işe başladığı tarihten itibaren iş sözleşmesinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. İşçinin bir yıldan artan süreleri için de aynı oran üzerinden kıdem tazminatı ödemesi yapılır.

Peki, işçinin her tam yıl ve artan yıl için aynı oranda ödenecek 30 günlük ücreti tutarındaki kıdem tazminatına esas ücret nasıl belirlenmektedir? 

Aynı Kanunun ilgili maddesinde kıdem tazminatı hesaplamasına esas ücretin nasıl belirleneceği de düzenlenmiştir. Buna göre;

  • Kıdem tazminatının hesaplanması, son ücret üzerinden yapılır. Burada sözü geçen ücret, brüt ücrettir.
  • Parça başı, akort, götürü veya yüzde usulü gibi ücretin sabit olmadığı hallerde ise son bir yıllık süre içinde ödenen ücretin o süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama ücret bu tazminatın hesabına esas tutulur.
  • Son bir yıl içinde işçinin ücretine zam yapılmış ise, tazminata esas ücret işçinin işten ayrılma tarihi ile zammın yapıldığı tarih arasında alınan ücretin aynı süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle hesaplanır.
  • Kıdem tazminatına esas ücret belirlenirken varsa işçiye ücrete ilaveten sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün akdi ve kanundan doğan menfaatler de eklenir. Bu şu demektir: şayet işçinin çalışmakta olduğu iş yerinde işçiye yol ve/veya yemek parası ödemesi yapılıyorsa ya da bunun yerine servis ve yemek veriliyor ise, ilk seçenekte işçiye sürekli olarak ödenen yol ve/veya yemek parası işçinin almakta olduğu ücrete eklenecek; ikinci seçenekte ise işveren tarafından verilen servis ve yemek hizmetinin parasal karşılığının ne kadar olabileceği yargı aşamasında ilgili kurum ve kuruluşlardan sorularak belirlenerek işçinin ücretine eklenecektir. Bunun gibi işveren tarafından sağlanan ve süreklilik arz eden yakacak yardımı, eğitim yardımı, konut yardımı, giyecek yardımı, erzak yardımı, sosyal yardım niteliğindeki ayakkabı ya da bedeli, aile yardımı, çocuk yardımı, temettü, sağlık yardımı, devamlı ödenen primler de kıdem tazminatına esas giydirilmiş brüt ücretin belirlenmesinde esas alınacaktır.  

Kıdem Tazminatı Tavanı Ne Demektir?

Kanun koyucu bu noktada işveren tarafından işçiye ödenecek kıdem tazminatına sınırlama getirmiştir. Gerçekten de 1475 sayılı mülga İş Kanununun yürürlükteki 14. Maddesinin 13. Fıkrası gereği kıdem tazminatlarının yıllık miktarı, Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemeyecektir.

Azami emeklilik ikramiyesinin belirlenmesinde esas alınacak tarih, yerleşmiş yüksek mahkeme içtihatları ile ihbarsız fesihte iş sözleşmesinin feshedildiği andaki; ihbarlı fesih halinde ise ihbar süresinin son bulduğu tarihtir. İşe iade kararına rağmen işçinin işe başlatılmaması durumunda ise fesih tarihi işe başlatmama tarihinde gerçekleşeceğinden, kıdem tazminatı tavanı işe başlatmama tarihine göre belirlenecektir.

Kıdem tazminatına ilişkin vermiş olduğumuz genel bilgilerin ardından Yargıtay’ın son dönemde verdiği bir karar doğrultusunda ücreti yabancı para birimi ile ödenen işçinin kıdem tazminatını yabancı para birimi üzerinden talep edip edemeyeceği konusuna değinmek isteriz.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 25.01.2021 tarihinde vermiş olduğu bir karar ile bu konuya bir kez daha açıklık getirmiştir.

Dairenin önüne gelen uyuşmazlık konusu olayda davacı işçiye ücreti Dolar üzerinden ödenmektedir. İlk derece mahkemesince de hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının talebi doğrultusunda kıdem tazminatı tavanı da gözetilerek işçinin hak etmiş olduğu kıdem tazminatı Dolar üzerinden hesaplanmış, ilk derece mahkemesince de davacı işçinin talebi doğrultusunda davacı lehine Dolar üzerinden kıdem tazminatına hükmedilmiştir. Bu karar karşı davalı işveren tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, istinaf incelemesini gerçekleştiren bölge adliye mahkemesi ilgili hukuk dairesi tarafından “kıdem tazminatı talebi döviz cinsinden istenip bu yönde karar verilmişse de, kıdem tazminatının TL cinsinden karar verilmesi gerektiğine dair emsal kararlar dikkate alınarak, kıdem tazminatının fesih tarihindeki tavan ücret üzerinden hesaplanıp TL üzerinden hüküm altına alınması gerektiği” gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesi ilgili hukuk dairesinin bu kararı üzerine davacı tarafça temyiz yoluna başvurulmuş ve uyuşmazlık Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin incelemesine gelmiştir.

Temyiz incelemesini gerçekleştiren Yargıtay 9. Hukuk Dairesince 25.01.2021 tarihli 2020/4697 E. Ve 2021/2149 K. Sayılı ilamı ile aynen “Kıdem tazminatında tavan kamu düzenini ilgilendirmekte ise de, kıdem tazminatının Türk parasıyla ödenmesi gerektiği yönünde bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. O halde yabancı para üzerinden ücret alan işçiler yönünden talep olması halinde kıdem tazminatının yabancı para cinsinden hesaplanmasına yasal bir engel yoktur. Fesih tarihi itibarıyla kıdem tazminatı tavanının kontrolü bakımından iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki Türk Lirası üzerinden bir yıllık tutar belirlenmeli, tavanı aşması durumunda tavan üzerinden hesaplama yapılarak yeniden aynı kur hesabıyla yabancı paraya dönüşümü sağlanmalıdır. Dairemizin emsal kararları da bu yöndedir. (Yargıtay 9. H.D. 13.9.2005 gün 2005/3574 E, 2005/29669 K). Somut olayda, davacı işçiye ücretinin… Doları üzerinden ödendiği gözetildiğinde dava konusu kıdem tazminatının, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, fesih tarihinde ki kıdem tazminatı tavanı gözetilerek … Doları olarak hesaplanmasında isabetsizlik bulunmadığından, kıdem tazminatının Türk Lirası üzerinden hesaplanarak yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.” Denilmek suretiyle kıdem tazminatının talep halinde yabancı para birimi üzerinden hesaplanabileceği hüküm altına alınmıştır.

Yargıtay’ın eski tarihli kararları ile paralel olarak vermiş olduğu işbu kararı doğrultusunda yabancı para üzerinden ücret alan işçilerin kıdem tazminatlarının hesaplanmasında kıdem tazminatı tavanı belirlenirken iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki Türk Lirası değerinin belirlenmesi gerektiğini, belirlenen ücretin tavanı aşması durumunda tavan üzerinden hesaplama yapılarak yeniden yabancı para birimine dönüştürüleceğini, yine işçiye ücrete ilaveten sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün akdi ve kanundan doğan menfaatlerin de yabancı para üzerinden sağlanması durumunda bunların da giydirilmiş brüt ücret olarak ve yabancı para birimi üzerinden ücrete eklenmesi gerektiğini, bu şekilde yabancı para üzerinden ücret alan işçilerin kıdem tazminatını da yabancı para üzerinden talep edebileceğini söylemek mümkündür.

AV. ERTUĞRUL KALEMCİ

AV. GÖKSUN NİMET DEMİRDAĞ

Tavsiye Edilen Yazılar

Henüz yorum yapılmamış, sesinizi aşağıya ekleyin!


Bir Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir