Sağlık Çalışanını Tehdit Suçu ve Cezası

Sağlıkta şiddet son zamanlarda sağlık çalışanlarının muzdarip olduğu konulardan biridir. Sağlıkta şiddet genellikle fiziksel veya sözlü şiddet şeklinde meydana geliyor. Böyle koşullarda hastane kayıtları veya tanıkların ifadeleri ile suçların ispatı kolay oluyor. Ancak doktoru tehdit etme veya hakaret şeklinde işlenen suçlarda ispat biraz daha zor oluyor. Tehdit ve hakaret, doktorlar başta olmak üzere kamu görevlilerin sıklıkla karşılaştığı problemler arasındadır. Böyle durumlarda özellikle tehdidin ispatının zor olması sebebiyle suçlunun cezasını çekme konusunda dava uzaması veya düşmesi gibi durumlar vuku buluyor. Peki doktoru tehdit suçunu meydana getiren koşullar nelerdir? Ceza hukukunda sağlık çalışanını tehdidin cezası nedir? Doktoru tehdit etme suçu nasıl işlenir?

Tehdit Suçu Nedir?

Tehdit, göz korkutma veya gözdağı anlamları içeren ve hukuken cezası olan bir eylemdir. Ceza hukukunda tehdit bir suç türü olup, tehdidin biçimine göre basit veya nitelikli olmak üzere iki türü mevcuttur. TCK’da tehdit suçu Hürriyete Karşı Suçlar koşulları ve cezası hürriyete karşı suçlar bölümünde incelenmiştir.

Türk Ceza Kanununda Tehdit Suçu

Türk Ceza Kanununa göre tehdit suçu basit ve nitelikli olarak iki şekilde vuku bulur. Tehdit suçu doğrudan veya gıyabanında olabilir.

  • Doğrudan tehdit suçu, suçlunun mağdura yüz yüze veya sosyal medya, telefon araması, mesaj vb. iletişim araçları tehditte bulunmasını içerir.
  • Gıyabında tehdit suçu, bir aracı ile failin mağdura tehdidi ilettiği suç çeşididir.

Basit Tehdit Suçu

TCK 106’da tehdit suçunun basit şekli için mağdurun haksız bir şekilde zarara uğraması için hareket esastır. Ancak bahsedilen tehdit dolayısıyla mağdurun uğrayacağı zarar kişiye ağır sonuçlar vermeyecektir. Sağlık hukukunda tehdit etmenin cezası basit şekilde işlenmiş ise cezada yarı oranında arttırma yapılır.

Nitelikli Tehdit Suçu

Nitelikli tehdit suçu, tehdit suçunun ağır hallerini içeren ve ceza oranında arttırmaya sebep olan suç türüdür.

Sağlık Çalışanını Tehdit Suçu

Sağlık çalışanını tehdit suçu, Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda yer alan hükümlere göre cezası belirlenen bir suç türüdür. Doktoru tehdit etmenin cezası için Sağlık Hizmetleri Kanununa göre failin cezasında arttırma yoluna gidilir. Sağlık çalışanları, kamu veya özel kurumlarda hizmet veriyor olabilir. Böyle bir durum nitelikli tehdit suçu koşullarını doğuracağı için cezada yarı oranında arttırma gerçekleşecektir. Sağlık Hizmetleri Temel Kanununa göre tehdit suçu sadece doktora işlenmesi halinde değil, ayrıca diğer yardımcı personellere işlenmesi durumunda da aynı cezaya hükmolunacaktır. Yani sağlık çalışanlara tehdit suçu şu kişilere karşı işleniyor olabilir:

  • Doktor
  • Diş Hekimi
  • Hemşire
  • Hemşire Yardımcısı
  • Ebe
  • Acil Tıp Teknisyeni
  • Hasta Bakıcısı

Sağlık çalışanını tehdit etmenin cezası veya diğer sağlık çalışanlarını tehdit etmenin cezası için failin görevi sebebiyle ilgili meslek grubundan birine zarar vereceğinden önceden haber vermesi gerekir.

Doktoru Tehdit Etmenin Cezası

Ceza hukukunda doktoru tehdit etmenin cezası için özel hükümler yer almamakla birlikte bu kısım Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda belirtilmiştir. Bu kanuna göre TCK 106 için hükmolunan cezada yarı oranda arttırma yapılacaktır. Sağlık çalışanını tehdit suçunun kanıtlanması için ispat yollar şu şekildedir:

  • Tanık Beyanı
  • İletişim Kayıtları
  • Telefonun İncelenmesi
  • Sosyal Medya Uygulamaları
  • Gizli Ses Kaydı veya Video

Sağlık Çalışanını Tehdit Suçunda Soruşturma

Sağlık hukukunda doktoru tehdit etme suçunun soruşturması için ilk olarak şüpheli kolluk kuvvetleri tarafından yakalanarak gerekli işlemler yapılır. Ardından Cumhuriyet başsavcılığına sevki gerçekleşir ve savcı tarafından ifadesi alınır. Şahitlerin ifadeleri iş yerlerinde alınır.

Ceza hukukunda sağlık çalışanını tehdit etme suçunun cezası için TCK 51’de yer alan hapis cezasının ertelenmesi hükümleri uygulanmaz.

İzmir ceza avukatı sağlık çalışanlarına karşı tehdit veya hakaret suçu işleyenlerin cezasını çekmesi konusunda yardımcı olacaktır. Sağlıkta şiddet özellikle doktorların mustarip olduğu konulardan biridir. Doktorlara karşı fiziksel veya sözlü saldırganlık eylemleri hekimin mesleğe karşı motivasyonunu düşürmekle kalmayıp, ayrıca bizzat kişilik haklarına saldırıdır. Sözlü saldırganlık eylemleri hakaret veya tehdit içerebilmektedir. Bilhassa tehdit çoğunlukla sözde kalmayıp bu suçu işleyenin potansiyel olarak bahsettiği eylemlere girişeceğine işarettir. Nitekim doktoru tehdit etme suçunun cezası görevi başındaki bir sağlık çalışanına karşı işlendiği için arttırılmaktadır. Böyle durumlarda suçlunun cezasını çekmesi için İzmir avukat desteği alarak haklarınızı en iyi şekilde arayabilirsiniz.

Whatsapp Mesajları Delil Gösterilebilir Mi?

Teknolojik gelişmelerin hızlanması insanlar için teknolojik aletlerin hayatın vazgeçilmez bir bütünü olmasını mümkün kılmıştır. İnsanlar artık gün içerisinde en basit işlemlerini bile whatsapp benzeri mesajlaşma uygulamalarında hallediyor. Whatsapp uygulamasının giderek telefonlardaki normal mesajlaşma özelliğinin yerini aldığı aşikar. Durum böyle olunca kişilerin tüm işlemleri için whatsappta yazışması gibi bir gerçek var. Her şeyin whatsapp veya farklı sosyal ağlar üzerinden yürütüldüğü bu çağda, kimi zaman bu platformlardaki mesajlaşmalar dava konusu oluyor. Peki bilişim hukukuna göre whatsapp mesajları delil niteliği taşıyor mu? Whatsapp mesajlarının delil gösterilmesi için gereken şartlar nelerdir?

Whatsapp Mesajlarının Hukuka Uygun Delil Niteliği

Whatsapp mesajları delil niteliği taşıması için delili sunan kişinin mesajlaşmayı bizzat yapması gerekir. Örnek üzerinden gidecek olursak Ali ve Ahmet mesajlaşmasında sadece Ali veya Ahmet bunu bir delil olarak sunabilir. Ali’nin Mehmet ile benzer bir konuda mesajlaştığı koşulda Mehmet’in whatsapp yazışmaları Ahmet için delil niteliği taşımayacaktır. Böyle bir koşulda whatsapp mesajlarının hukuka uygun delil olarak niteliği mevcuttur.

Whatsapp Grup Mesajlarının Delil Niteliği

Whatsapp mesajlaşmaları kimi zaman bireysel olmamakla birlikte whatsapp grupları aracılığıyla yazışma yapmak mümkündür. Böyle durumlarda bilişim hukukuna göre whatsapp mesajları delil niteliği ilgili grupta yer alan herkes için geçerlidir. Başka bir deyişle, whatsapp grup mesajlaşmalarında bir grupta kaç kişi varsa bu grupta yer alan kişilerin mesajları delil olarak sunulabilir.

Whatsapp Yazışmaları Hangi Koşullarda Delil Olamaz?

Bilişim hukukuna göre Whatsapp mesajları delil niteliği ancak delilin hukuka uygun yollarla elde edilmesi koşulunda oluşacaktır. Birinin rızası olmadan onun konuşmalarına erişmek whatsapp mesajlarının delil niteliğini doğurmayacağı gibi özel hayatın gizliliğini ihlal gibi koşulları doğuracaktır. Böyle bir durumda TCK 243’te yer alan “Bilişim Sistemine Girme Suçu” doğma ihtimali mümkün olmaktadır.

Bilişim Sistemlerine Girme Suçu Nedir?

Bilişim sistemlerine girme suçu TCK 243. maddede yer alan hükümlere göre belirlenen bir suç türüdür. Whatsapp yazışmaları genellikle kişisel nitelikte olup özel hayatı oluşturan etkenlerden biridir. Gelişen teknolojiyle birlikte özel hayat kavramı safii gerçek dünyayla sınırlı kalmayıp sanal dünyaya da sirayet etmiştir. Birinin rızası olmadan onun whatsapp yazışmalarını okumak, bunları kayıt altına alıp paylaşmak gibi durumlarda kişinin özel hayatın gizliliğini ihlal suçlar gibi durumlar vuku bulur. Yani bilişim hukukuna göre whatsapp mesajları delil niteliği ancak kişinin taraf olduğu bir yazışmada oluşur. Aksi bir durumda whatsapp veya diğer mesajlaşma uygulamaları üzerinden yapılan görüşmeler delil niteliği taşımayacaktır.

Whatsapp Mesajlarını Delil Olarak Sunmak

Whatsapp mesajlarını delil olarak sunmak için karşı tarafın haklarını zedeleyecek bir fiilde bulunmamak gerekir. Özellikle son zamanlarda Whatsapp’ta mesaj süresi belirleme özelliğiyle birlikte bazı mesajlar bir noktadan sonra kaybolmaya başladı. Örneğin birisi mesajlaşmaların 24 saat saklanmasını aktif ettiyse mesajlaşmadan itibaren 24 saat sonra mesajlar iki taraftan da silinecektir. Eğer haklarınızı zedelecek kişilerle yazışma gerçekleştiriyorsanız bu ihtimale karşı whatsapp ekran görüntüsü almak faydanıza olacaktır. Nitekim şirketin mesajları paylaşmama eğiliminde olma ihtimaline karşın her bakımdan önlem alarak bilişim hukukuna göre whatsapp mesajları delil niteliği ekran görüntüsü aracılığıyla sağlanacaktır.

Whatsapp Mesajlaşmaları Mutlak Delil Midir?

Bilişim hukukunda whatsapp mesajlarının delil niteliği mutlak delil değildir. Özellikle delilin ekran görüntüsü şeklinde olması halinde, aldatma ve yanıltama ihtimali olacaktır. Böyle bir durum başlı başına bir suç olmakla birlikte, whatsapp mesajları çoğu dava için destekleyici delil niteliği taşır.

İzmir bilişim avukatı whatsapp mesajlarının delil niteliği konusunda mevcut yargıtay kararlarını ele alarak size danışmanlık hizmeti verecektir. Bilişim hukukunda whatsapp mesajlarının delil gösterilmesi için gerekli bazı koşullar vardır. Eğer bu kurallara uygun hareket etmezseniz muhtemelen whatsapp mesajlarının delil niteliği olmayacaktır. Bu sebeple dava sürecinde elinizdeki delilleri hukuka uygun yollarla elde etmek davanın sonuçlanma süresini hızlandıracaktır. İzmir avukat sizlere whatsapp mesajlarının delil olup olmadığı konusunda destek olmakla kalmayacak, ayrıca dilerseniz sizlere davanın uygun şekilde ilerlemesi adına avukatlık hizmeti verecektir.

İsim Değiştirme Davası

İsim değiştirme davası kişinin belirlenen gerekçeler neticesinde ad veya soyad değişikliği yapma sürecidir. Davanın olumlu sonucu halinde nüfus kayıtlarında değişiklik gerçekleşecektir. Kişinin kendisini tanımlayan, onun toplum içerisinde tanınmasını sağlayan isim kimi zaman insan hayatında problem doğurabilir. Kanuna göre ismin değişmezliği ilkesi olsa bile belirli şartlar isim değişikliği yapmayı mümkün kılar. Medeni hukuka göre isim değiştirme için öznenin haklı gerekçeleri olması gerekir. Bu gerekçeler yargıç tarafından uygun görüldüğü takdirde ad değiştirme süreci onaylanır. Peki ad değişikliği davası nedir? Ad değiştirmek için gerekli koşullar nelerdir? İsim değişikliği yaptıktan sonra eski isme geri dönmek mümkün müdür?

İsim Değişikliği Davası Nereye Açılır?

Medeni hukuka göre isim değişiktirme davası süreci için ilk olarak kişinin Asliye Hukuk Mahkemesine başvuru yapması gerekir. İsim değişikliği sürecinde davanın açılabilmesi için kişinin bizzat başvuru yapması veya vekaletname verdiği avukatın başvurusu gerekir. Medeni Kanun 39. maddeye göre mahkeme kararı olmaksızın ad değişikliği yapmak mümdür değildir. Başka bir deyişle isim değişikliği yapmak için mutlak suretle mahkemeye başvuru yapmak ve hakimin talebi onaylaması gerekir.

Medeni Kanunda İsim Değiştirme

Medeni kanunda isim değiştirme davası süreci için gerekli koşullar Madde 27’de yer almaktadır. Bu kanuna göre ad değiştirmekle ilgili maddede yer alan ifadeler şu şekildedir:

  • Haklı sebep gereklidir.
  • Ancak hakimden istenir.
  • İsim değişiklikliği kişisel durumu değiştirmez.

İsim Değiştirme Davası Koşulları

İsim değiştirme davası koşulları için 4721 sayılı Medeni Kanunun 27. maddesine göre dava açmak gereklidir. Böyle bir durumda davacı taraf isim değişikliği yapmak isteyen kişidir. Davalı taraf ise Nüfus Müdürlüğü olmaktadır. İsim, kişiye sıkı sıkı bağlı olan haklardandır. Bundan dolayı kesinlikle kişinin talebini dilekçe yoluyla iletmesi gerekir. Medeni hukuka göre isim değiştirme davasında aşağıdaki durumlarda değişiklik talebi olabilir:

  • Ad değiştirme
  • Ad ekletme
  • Ad çıkartma
  • Soyad değiştirme

Kişinin isminde yer alan bir kısmı veya adını tamamen değiştirmesi, adına ek bir ad ekletmesi, soyadını değiştirmesi mümkündür. Bu süreç, nüfus kayıtlarında değişiklik için bizzat veya İzmir avukat aracılığıyla başvuru yaptıktan sonra isim değişikliği dava süreci başlar. İlgili kanunda isim değişikliği için gerekli koşullar yer almamaktadır. Bu noktada yargıtay kararları incelenir.

İsim Değişikliği Davası Dilekçesi

İsim değişiktirme davası dilekçe davacı tarafın adı, varsa vekili, davalı olarak İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü, konu, açıklamalar, hukuki nedenler, yasal dayanaklar vb. bilgiler yer alır. Konu kısmında kişinin isminin hangi isimle değiştirileceği bilgisi eklenmelidir. Bu bilgiler örnek olup isim değiştirme talebinde bulunacaksınız Medeni Usul Hukuku konusunda uzman bir avukattan destek almanız gereklidir.

İsim Değişikliği Davası Süresi

İsim değişikliği davası süresi için kesin bir bilgi yoktur. İlgili mahkemenin gerekli koşulları incelemesi ve karara bağlaması ortalama birkaç ay sürebilir. Medeni hukuka göre isim değiştirme davası için avukat gerekmemekle birlikte davada kişinin hak kaybı yaşamaması, sürecin yasalara uygun biçimde ilerlemesi ve dava sürecinin daha kısa sürmesi için bu konuda uzman faydalı olacaktır.

İsim Değişikliğine İtiraz Davası

Medeni hukuka göre isim değişikliği davası için Medeni Kanun 27. maddede geçen bilgilerde kişinin ad değiştirme kararının sonuçlanmasından itibaren 1 yıl içerisinde itiraz başvurusu mümkündür. Kişinin isim değişikliği davası sonrasında zarar görmesi gibi durumlarda bunu öğrenmesini takiben 1 yıl içerisinde isim değişikliği kararının kaldırılması mümkündür. Ancak bu süreyi aştıktan sonra isim değiştirmeye itiraz mümkün olmamakla birlikte, kişi kararın kaldırılması için dava açamaz.