Boşanma Davasında Kadının Hakları Nelerdir?

İzmir boşanma avukatı

Boşanma davasında kadının hakları, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak, kadının ekonomik ve sosyal güvencesini korumak ve boşanma sürecinin adil bir şekilde sonuçlanmasını temin etmek için düzenlenmektedir. Bu düzenlemeler, kadının boşanma sonrası yaşamını güvence altına almayı ve varsa çocukların menfaatini korumayı amaçlar. Özellikle ekonomik anlamda zayıf durumda olan boşanmada kadının hakları, boşanma sonrası mağdur olmaması için nafaka, tazminat ve mal paylaşımı gibi haklar öngörülmektedir. Anlaşmalı boşanmada kadının hakları ve çekişmeli boşanmada kadının hakları da yine bu hususta değerlendirilmektedir. Peki, boşanan kadın hakları nelerdir? Gelin yakından bakalım. 

Boşanma Davasında Kadının Maddi Tazminat Hakları

Boşanan kadının hakları arasında, maddi tazminat talep etme hakkı da bulunmaktadır. Bu durum, evlilik nedeniyle beklenen menfaatlerin zedelenmesi durumunda, kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu eşten talep ettiği tazminat olarak açıklanmaktadır (TMK m. 174). Maddi tazminat için, talep edenin daha az kusurlu olması, boşanmanın neden olduğu zararın varlığı ve bu zararla boşanma arasında nedensellik bağı bulunması gereklidir. Tazminat miktarı, tarafların ekonomik durumu, evlilik süresi ve diğer sosyal faktörler göz önünde bulundurularak belirlenmektedir. 

Boşanma Davasında Kadının Manevi Tazminat Hakları

Boşanmak isteyen kadın açısından manevi tazminat hakları, eşinin kusurlu davranışları nedeniyle uğradığı psikolojik zararları ve itibar kaybını gidermeyi amaçlamaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesine göre, boşanma nedeniyle kişilik hakları zarar gören eş, kusurlu olan diğer eşten manevi tazminat talep edebilmektedir. Kadin bosanmasi durumunda manevi tazminat talebinde bulunabilmesi için eşinin boşanmaya yol açan olaylarda ağır kusurlu olduğunun ispatlanması da gereklidir.

Manevi tazminat miktarını belirlerken mahkeme, tarafların sosyoekonomik durumunu, olayın kadında yarattığı psikolojik zararın boyutunu ve evlilik süresince yaşanan olayları dikkate almaktadır. Öte yandan, bu tazminat, kadının uğradığı manevi zararı bir nebze olsun telafi etmeye yöneliktir ve toplumsal olarak kadının itibarının korunmasına da katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Unutmamak gerekir ki, erkek boşanma davası açarsa kadının hakları yine aynı objektiflikle değerlendirilmektedir. 

Kadının Boşanmada Nafaka Hakları

Kadın boşanmak isterse ne yapmalı? şeklindeki sorular son zamanlarda oldukça konuşulan konulardandır. Boşanma davasında kadının nafaka hakları da yine bu süreçte izlenmesi gereken önemli hususlardandır. Bu haklar, boşanma sonrasında kadının ekonomik olarak zor duruma düşmesini önlemek ve yaşamını sürdürebilmesi için bir güvence sağlamak amacıyla düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu’na göre, kadının boşanma davası sırasında veya sonrasında üç temel türde nafaka talep etme hakkı bulunmaktadır. Dolayısıyla boşanan kadın ne kadar nafaka alır? hususu da bu türlere esasen belirlenebilmektedir. 

Bunlardan ilki olan Tedbir Nafakası, boşanma davası devam ederken, geçici olarak kadının geçimini sağlaması amacıyla ödenmektedir. Mahkeme, davanın seyrine göre bu nafakanın miktarını belirler ve dava süresince bu nafaka ödenir.

Diğer bir nafaka türü ise, Yoksulluk Nafakası’dır. Kadın, boşanmada ağır kusurlu olmadığı sürece yoksulluk nafakası talep edebilir. Bu nafaka, kadının sosyal ve ekonomik yaşamını sürdürebilmesi için düzenlenir ve genellikle belirli periyotlarda ödenmektedir.

İştirak Nafakası ise, boşanma sonrası çocukların velayeti kadına verildiyse, çocukların bakım ve eğitim masraflarını karşılamak amacıyla ödenmektedir. Bu nafaka, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alınarak belirlenir ve çocuk reşit oluncaya kadar devam eder. 1 çocuğun nafakası ne kadar olacağı ve  2024 çocuk nafakası ne kadar olağı hususları ise tarafların gelir durumlarına oranla mahkemece belirlenmektedir. 

Boşanma Davasında Kadının Mal Paylaşımından Kaynaklı Alacak Hakları

Boşanma davasında mal paylaşımı kaynaklı alacak hakları, evlilik süresince edinilen malların adil bir şekilde paylaştırılması amacıyla düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu’na göre, yasal mal rejimi olarak “edinilmiş mallara katılma rejimi” uygulanır. Bu rejime göre, evlilik süresince her iki eşin de edindiği mallar, boşanma durumunda eşit bir şekilde paylaştırılmaktadır. Öte yandan, kadının veya eşinin evlilik öncesinde sahip olduğu veya evlilik sırasında hediye ya da miras yoluyla edindiği mallar “kişisel mal” olarak değerlendirilir ve paylaşıma dahil edilmez. 

Son olarak, kadın , evlilik sürecinde eşinin mal varlığına katkıda bulunmuşsa, bu katkısı “katkı payı alacağı” olarak adlandırılır ve boşanma durumunda kadın, katkıda bulunduğu malın bedelinin karşılığını talep edebilir.

Kadının Ücretsiz Avukat Talep Hakkı

Kadının ücretsiz avukat talep hakkı, ekonomik olarak yetersiz durumda olan kadınların adalete erişimini sağlamak için tanınmış bir haktır. Türk hukuk sisteminde, maddi durumu yetersiz olan kişiler, belirli şartlar altında ücretsiz boşanma avukatı ve adli yardım talep edebilirler. Bu hak, kadının ekonomik güvencesi olmadığında veya boşanma sürecinde mali olarak zorluk yaşadığında adil bir yargılama süreci geçirmesini sağlamak için önemlidir.

Kadın, bulunduğu ilin barosuna adli yardım talebinde bulunarak barodan kendisine ücretsiz avukat atanmasını isteyebilir. Bu başvuruda, kadının gelir durumunu ve mali zorluklarını belgeleyen evraklar sunulmalıdır. Baro, kadının yoksulluk durumunu inceleyerek talebi değerlendirir ve uygun görmesi durumunda avukat atanır.

6284 Sayılı Yasadan Kaynaklanan Koruma Kararı Talep Etme Hakları

6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” kapsamında, şiddet gören veya şiddet tehdidi altında olan kadınların, çocukların ve aile bireylerinin korunmasını sağlamak amacıyla çeşitli koruma kararları talep etme hakları tanınmıştır. Bu yasa, kadınların güvenliğini sağlamak, şiddetten uzak bir yaşam sürdürebilmelerine destek olmak ve şiddet uygulayanları caydırmak amacıyla düzenlenmiştir. Eşinden boşanan kadının sağlık güvencesi ve hayati güveni de bu açıdan ele alınmaktadır. 

Kanun sayesinde, mahkeme kararıyla, şiddet uygulayan veya tehdit eden kişinin kadına ve çocuklarına yaklaşması yasaklanabilmektedir. Bu kapsamda, saldırganın kadının yaşadığı eve, iş yerine veya çocukların bulunduğu yerlere yaklaşması engellenebilmektedir. Ayrıca, şiddet uygulayan kişiyle herhangi bir iletişime geçmesinin de yasaklanması mümkündür. Öte yandan, kadın kendisi veya çocukları için güvenli bir ortam talep ederse, sığınma evinde veya devletin sağladığı barınma olanaklarında da geçici olarak kalabilmektedir. 

Kadının Velayet Hakkı

Boşanan kadının hakları nelerdir hususunda ele alınan bir diğer husus ise velayet hakkıdır. Boşanma davasında velayet hakkı, çocuğun üstün yararını gözeterek, bakım, eğitim ve sağlıklı bir ortamda yetişme ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayacak ebeveyne velayetin verilmesi amacıyla düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma davasında velayetin kime verileceğine karar verilirken, çocuğun fiziksel ve psikolojik gelişimi, ebeveynlerin çocukla olan ilişkileri ve çocuk üzerindeki etkileri dikkate alınır. Eğer sizin de aklınızda boşanmak isteyen kadın ne yapmalı şeklinde sorular bulunuyorsa, Kalemci İzmir Avukatlık ve Hukuki Danışmanlık Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz. 

Kadının Çocukla Kişisel İlişki Kurma Hakkı

Ebeveynlerin çocukla kişisel ilişki kurma hakkı, boşanma veya ayrılık sonrasında çocuğun velayeti kendisine verilmeyen ebeveynin, çocukla sağlıklı bir bağ kurabilmesi için tanınmış önemli bir haktır. Türk Medeni Kanunu’na göre, çocuğun üstün yararını gözetmek koşuluyla her iki ebeveynin de çocukla kişisel ilişki kurma hakkı bulunmaktadır. Bu hak, çocuğun duygusal gelişimini desteklemek ve her iki ebeveyniyle de düzenli bir ilişki kurarak sağlıklı bir şekilde büyümesini sağlamak amacıyla düzenlenmiştir.

Kadının Çocuğun Teslimini Talep Hakkı

Kadın tarafından çocuğun teslimi hakkı, velayeti kendisine verilen veya mahkeme kararı ile belirli zamanlarda çocuğuyla görüşme hakkına sahip olan boşanmış kadın, bu karara uygun olarak çocuğun kendisine teslim edilmesini talep edebilmesi anlamına gelir. Türk Medeni Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde, çocuğun teslimi talebi annenin çocuğuyla sağlıklı bir ilişki kurabilmesi ve mahkeme kararının uygulanabilmesi için koruma altına alınmıştır.

Boşanma Davası Devam Ederken Evi Kullanmayı Talep Etme Hakkı

Boşanma davası devam ederken, eşlerden biri aile konutunu kullanma talebinde bulunabilir. Boşanmış kadınlara ev yardımı hususu da bu açıdan ele alınmaktadır. Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma sürecinde konutun kimin kullanımında olacağı, taraflar arasında anlaşmaya varılamazsa hakim tarafından belirlenir. Mahkeme, eşlerin sosyal ve ekonomik durumlarını göz önünde bulundurarak bu konu açısından bir karar vermektedir. 

Boşanma Davasında Kadının Şahsi Eşyalarını Talep Hakkı

Boşanma davasında kadın, şahsi eşyalarını talep etme hakkına sahiptir. Bu konu bağlamında boşanma davasında kadının ziynet eşyalarını talep hakkı da korunmaktadır. Düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, genel olarak kadına bağışlanmış sayılır ve onun kişisel malı olarak kabul edilir. Kadın, bu eşyaların iadesini talep edebilir, ancak ispat yükü kendisine ait olmaktadır. Eğer eşyalar evlilik süresince ortak harcamalar için kullanıldıysa, kadının bunların iadesini de talep etmesi mümkündür.

Aldatma(Zina) Sebebiyle Boşanma Davası Nedir? yazımızı okumak için tıklayın.

Taksir Ne Demek?

taksir ne demek

Taksirli Suç Nedir?

Taksir ne demek? sorusuna cevap olarak söylenebilir ki, taksirli suç, suçu işleyen kişinin (failin) kasıt olmadan, ancak dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak suç işlemesi durumunda ortaya çıkan bir suç türüdür. Bu tür suçlarda failin esas amacı suç işlemek değildir. Fakat söz konusu kişinin ihmalkar veya tedbirsiz bir davranışı sonucunda suç meydana gelmektedir. Dolayısıyla, bu yazı taksirli suç ne demek? şeklindeki sorulara etkili bir cevap niteliğindedir. 

Türk Ceza Kanunu’na istinaden taksirli suçların, genellikle trafikte yapılan ihlaller, iş kazaları veya mesleki ihmaller gibi durumlarda ortaya çıktığı gözlemlenmektedir. Ek olarak, taksirli suçlarda failin kastı olmaması nedeniyle ceza miktarı, kasıtlı işlenen suçlara göre daha hafif olabilmektedir. Örneğin, bir kişinin trafik kurallarına uymadığı için kazaya sebebiyet vermesi ve bu kazada yaralanma veya ölüm olması, taksirle işlenmiş bir suç olarak değerlendirilebilir.

Türk Ceza Kanunu’nda taksirli suçlar, özellikle 22. madde kapsamında düzenlenmiştir. TCK 22, taksirle işlenen suçların genel çerçevesini ve cezalandırma koşullarını belirlemektedir. Ek olarak, madde 22’de taksir, bilinçli ve bilinçsiz olmak üzere 2 türe ayrılmıştır. 

Bilinçli Taksir Ne Demek?

Bilinçli taksir nedir?, en basit tabiriyle failin bir eylemi yaparken ortaya çıkabilecek tehlikenin farkında olmasına rağmen bu sonucu istemeden hareket etmesi durumudur. Kısacası, fail oluşabilecek tehlikeyi öngörmekte ancak gerçekleşeceğini düşünmemekte veya olabileceğini bilmesine rağmen sonucu istememektedir. Bu nedenle bilinçli taksir, sıradan taksirden farklı olarak failin sonuç konusunda bir bilinç sahibi olduğu durumlarda ortaya çıkmaktadır. 

Örneğin, araç kullanımında hız limitini aşan bir sürücü, kaza yapabileceğini öngörebilir ama kaza yapmayı istemez. Eğer bir kaza meydana gelir ve bu kazada yaralanma veya ölüm olursa, sürücünün bu durumu “bilinçli taksir” olarak değerlendirilmektedir.

Türk Ceza Kanunu madde 22/3’e göre bilinçli taksirle işlenen suçlarda, bilinçli taksir cezası normal taksirli suçlara göre artırılmaktadır. Bu durum, failin olası tehlikeyi öngörmesine rağmen davranışını değiştirmemesi daha ağır bir sorumluluk doğurduğu için geçerlidir.

Bilinçsiz Taksir Ne Demek?

Peki, bilinçsiz taksir nedir? Bilinçsiz taksir, eylemi gerçekleştiren kişinin sonucunu öngörmediği ancak dikkatsiz ve özensiz davranarak bir suçun ortaya çıkmasına neden olduğu durumdur. Bu durumda fail, yaptığı eylemin riskli olduğunun farkında değildir ve sonuçları öngörememiştir. Yani bilinçsiz taksirde, tehlikeli bir sonucun meydana gelebileceği düşüncesi failin zihninde oluşmamaktadır.

Örneğin, herhangi bir sürücünün uykusuz bir şekilde araç kullanarak dalgınlık sonucu kazaya yol açması, bilinçsiz taksir örnekleri olarak değerlendirilebilir. Sürücü bu durumda dikkatli olmasa da, kaza oluşması riskini bilerek veya isteyerek hareket etmemektedir.

Bilinçsiz taksirde, failin tehlikeyi öngörmediği kabul edildiğinden, ceza oranı bilinçli taksire göre daha hafif düzeyde olabilmektedir. 

Kast ve Taksir Arasındaki Fark Nedir?

Kast ve taksir konusu, suçun işleniş şekline göre cezai sorumluluğun belirlenmesinde kullanılan iki önemli kavram olmaktadır. İkisi arasındaki temel fark, failin suçu işlerken sonuç hakkındaki niyet ve farkındalık düzeyi ile ilgili olmaktadır. 

Kast hakkında konuşmak gerekirse, fail, suçun sonuçlarını bilerek ve isteyerek hareket etmektedir. Suç işleyen kişi, yaptığı eylemin sonuçlarını önceden öngörmekte ve bu sonucun gerçekleşmesini isteyerek haraket etmektedir. Örneğin, bir kişinin planlayarak ve isteyerek başka birine zarar vermesi, kasten işlenen suçtur.

Taksirde ise fail, suçun sonuçlarını istemeden, dikkatsiz bir şekilde suça yol açmaktadır. Diğer bir ifadeyle, failin suç işleme amacı yoktur, ancak dikkatsiz veya ihmalkar davranışları sonucunda istenmeyen bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Her iki durum hakkındaki önemli bir fark olarak söylenebilir ki, kastta fail, sonucun farkındadır ve bilinçli olarak bu sonucu doğurur. Taksirde ise fail dikkatsizlik veya tedbirsizlik nedeniyle sonuçla karşılaşır.

Taksirle Ölüme Neden Olma Cezası Nedir?

TCK madde 85, taksirle ölüme neden olma cezası ve bu suçun detaylarını düzenlemektedir. Buna göre, eğer fail, taksirli bir davranışı sonucunda tek bir kişinin taksirli ölüm durumuna sebep olursa, 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır.

Taksirle birden fazla kişinin ölümüne veya bir kişinin ölümü ile bir veya daha fazla kişinin yaralanmasına neden olma durumunda ise ceza oranı değişmektedir. Eğer olayda söz konusu durum gerçekleşirse, ceza 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası arasında belirlenebilmektedir. 

Fakat, bilinçli taksirle ölüme neden olma durumunda ise verilecek ceza yarı oranında artırılmaktadır. Bu durumda, failin olayın riskini bilmesine rağmen tedbirsiz davranması nedeniyle daha ağır bir ceza söz konusu olmaktadır. Taksirle işlenen suçlardaki ceza düzeyi olayın doğal gelişimine ve seyrine bağlı olarak değiştiğinden sürecin işleyişi ile ilgili olarak bir avukatla çalışmak önerilmektedir. Örneğin, Kalemci İzmir Avukat ve Hukuki Danışmanlık Bürosu olarak, İzmir ceza avukatlarımız yardımıyla tüm süreçlerinizi dikkatli bir şekilde izlemekteyiz. Dolayısıyla, bizimle iletişime geçerek daha detaylı bilgi alabilirsiniz. 

Taksirle Yaralama Cezası Nedir?

Taksirle yaralama ne demek ve cezası nedir? Söz konusu durum Türk Ceza Kanunu’nun 89. maddesine göre belirlenmiştir. İlk olarak eğer fail, taksirli bir davranışı sonucunda bir kişinin basit tıbbi müdahale ile iyileşebilecek şekilde yaralanmasına neden olursa, 3 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılabilmektedir.

Ağır taksirle yaralanma ne demek konusunda ise söylenebilir ki, eğer yaralanma daha ciddi sonuçlara yol açmışsa, örneğin, hayati tehlike geçirme gibi durumlar söz konusu ise ceza artırılır ve 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilebilmektedir. 

Sıkça Sorulan Sorular

Taksirli suç ne demek örnek?

Taksirli suç, failin kasıt olmaksızın, yani sonucu bilerek ve isteyerek yapmadan, bir suç işlemesi durumudur. Peki, taksirli suçlar nelerdir? Örneğin, bir doktorun ameliyat sırasında ihmal veya dikkatsizlik yaparak hastaya zarar vermesi taksirli bir suçtur. Bu durumda Doktor, hastanın zarar görmesini istememiştir, fakat özen yükümlülüğüne aykırı davranarak yaralanmaya veya ölüme neden olmuştur. 

Taksirli suçlarda kusur nedir?

Taksirli suçlarda kusur, failin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması sonucu ortaya çıkan sorumluluğunu ifade etmektedir. 

Taksirli suçun cezası nedir?

Taksirli suçların cezası, işlenen suçun türüne, sonuçlarına ve failin kusur derecesine göre değişiklik gösterir. Daha detaylı bilgi için yukarıda bu konu ile ilgili detaylı açıklamaya bakılabilir. 

Taksirli davranış nedir?

Taksirli davranış, failin gerekli dikkate ve özene aykırı hareket etmesi sonucu istemeden bir suçun meydana gelmesine yol açan eylemlerdir.

Yasadışı Bahis Oynama Cezası: Yasal Sonuçlar ve Etkileri

Bilgisayar ve tabletde çalışan adam eli

Yasadışı Bahis Nedir?

Yasadışı bahis ne demek? şeklindeki sorulara cevap arandığında karşımıza çıkan bir takım unsurlar bulunmaktadır.  Yasadışı bahis, yetkili kurumlar tarafından lisanslandırılmamış veya denetlenmeyen ve hukuki düzenlemelere uymayan bahis siteleri dahilinde gerçekleşen işlemler şeklinde bilinmektedir. Bu tür casino bahis gibi eylemler, genellikle yasal bir zemine oturtulmadığı için güvenlik, hile ve bağımlılık gibi sorunlara daha açık olmaktadır. Devletler ise bahis oyunu gibi bu faaliyetlerin vergi kaybı yaratması, kara para aklama gibi suçlarla yüksek düzeyde bağlantılı olabilmesi ve tüketiciyi koruyamaması gibi nedenle yasadışı bahisle mücadele içerisindedir.

Öte yandan, yasal bahisler ise belirli bir denetim altında, lisanslı bahis sitesi kuruluşları tarafından yapılmaktadır. Yasadışı bahisler ise bu bağlamda internet üzerinden izinsiz bet siteleri veya yasal olmayan bahis organizasyonları tarafından sunulmaktadır. Yasadışı bahise karşı ülkemiz dahil çeşitli ülkelerde ağır cezalar ve yaptırımlar uygulanmaktadır. Bu konuyla bilgi için İzmir Bilişim Avukatına başvuru yapılabilir.

Yasadışı Bahis Suçu Nedir?

Yasa dışı bahis suçu ise yetkili kurumların izin ve denetimi olmadan bahis oynatma veya oynatma amacıyla aracılık yapma faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan etkenlerdendir. Diğer bir deyişle, yasal olarak lisanslandırılmamış ve denetlenmeyen kaçak bahis siteleri dahilindeki oyunlara katılmak veya bu oyunların organizasyonunu üstlenmek gibi eylemler yasadışı bahis suçu olarak tanımlanmaktadır. Türkiye gibi birçok ülkede yasadışı bahis faaliyetleri suç olarak kabul edilmekte ve hem bu oyunları organize edenler hem de bu oyunlara katılanlar için çeşitli yasadışı bahis cezası yaptırımları bulunmaktadır.

Türkiye’de bu suç, 7258 sayılı kanun olan “Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlemesi Hakkında Kanun” ile düzenlenmiştir. Suçun kapsamına, yasadışı bahis oynatma, oynanmasına yer sağlama ve bahis oyunlarının Türkiye’den oynanmasına yönelik reklam sağlama gibi fiiller girmektedir. 

Yasadışı Bahis Oynamanın Cezası Nedir?

Yasadışı bahisle ilgili cezai yaptırımlar suçun niteliğine bağlı olarak değişmektedir. Dolayısıyla Türkiye’de yasadışı bahis oynama cezası, oynatmanın ve aracılık yapmanın cezaları da, 7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında belirlenmiştir.

İlk olarak söylemek gerekir ki, yasadışı bahis sitesi aracılığıyla yasadışı bahis oynatan kişiler, bu suçu organize edenler veya bahis oynanmasına olanak sağlayanlar için ağır cezai yaptırımlar bulunmaktadır. Yasadışı bahis oynatanlar veya bu faaliyetlere yer sağlayanlar için 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ve 10.000 güne kadar adli para cezası uygulanabilmektedir. Bu cezalar, yasadışı bahis faaliyetlerinin toplum düzenine zarar vermesi nedeniyle ciddi yaptırımlar içermektedir.

Yasa dışı bahis oynamanın cezası da bahis oynayan yani bu tür faaliyetlere katılan kişilerin hukuki açıdan cezalandırılması ile gerçekleştirilir. Genel bir ifadeyle, kaçak bahis cezası, 7258 sayılı Kanun’a göre, mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından 5.000 TL ile 20.000 TL arasında idari para cezası olarak belirlenmiştir. Son olarak Yasadışı bahise aracılık eden, ödemeleri düzenleyen, bahis oynanmasına yardım eden veya reklamını yapan kişiler de kanunen suç işlemiş sayılmaktadır. Bu gibi durumlarda, 5 yıla kadar hapis cezası ve oldukça yüksek para cezasının verildiği görünmektedir. 

Yasadışı Bahis Cezası nasıl Tespit edilir?

Peki, yasadışı bahis oynayanlar nasıl tespit edilir? Yasadışı bahis cezası, çeşitli yöntemler kullanılarak tespit edilebilmekte ve yetkili kurumlar bu süreci yönetmektedir. Tespit süreci, teknolojik takipten ihbarlara kadar geniş bir yöntem yelpazesi içermektedir. Kaçak iddaa siteleri dijital izleri, IP adresleri ve ağ hareketleri üzerinden takip edilme işlemi, bu yöntemler arasında en yaygın olarak bilinenidir. Türkiye’de Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) gibi kurumların, yasadışı bahis sitelerinin faaliyetlerini tespit etmek için IP takibi yaptığı bilinmektedir. 

Öte yandan, sanal bahis siteleri genellikle sosyal medya platformları, mesajlaşma uygulamaları veya diğer çevrimiçi mecralarda reklam olarak yer almaktadır. Bu nedenle, söz konusu reklamlar yetkili kurumlar tarafından takip edilmekte ve raporlanmaktadır. Bankalar ve finans kuruluşları, şüpheli para transferlerini bildirerek de yasadışı bahis suçunun ortaya çıkmasına vesile olmaktadır. Yasadışı bahis siteleri aracılığıyla yapılan yüksek hacimli veya düzenli transferler, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından incelenmektedir. 

Vatandaşlar da, yasadışı bahis faaliyetlerini ihbar ederek yetkililere bilgi sağlayabilirler. İhbarlar, Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) veya MASAK gibi yetkili kurumlara yapılarak suçun oluşmasına engel olmak mümkündür. Ek olarak, yasadışı bahis siteleri genellikle yurt dışı merkezli olduğundan, uluslararası işbirlikleri de ihbar açısından önemli rol oynamaktadır. İnterpol veya diğer uluslararası güvenlik kurumları aracılığıyla bilgi paylaşımı yapılması ve sınır ötesi operasyonlar düzenlenmesi de mümkündür.

Yasadışı Bahis Oynayan Memur İşten Atılır mı?

Yasadışı bahis oynayan bir memur, kamu görevinden atılma riskiyle karşı karşıya kalabilmektedir. Türkiye’de kamu görevlileri, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında belirli kurallara tabi olup, “devlet memuruna yakışmayan” faaliyetlerde bulunmaları durumunda disiplin cezası almaktadırlar. Yasadışı bahis oynamak da bu tür faaliyetler arasında yer almaktadır.

İlk olarak, yasadışı para bahis oynadığı tespit edilen bir memur hakkında disiplin soruşturması başlatılır. Bu soruşturma sonucunda eğer kişinin yasadışı bahis oynadığı kanıtlanırsa çeşitli disiplin cezaları alabilmektedir. Suçun niteliğine göre, memurun kademe ve derece ilerlemesi gibi avantajları durdurulabilmektedir. Bu gibi disiplin cezaları bir memurun kariyerinde ilerlemesini engelleyen ciddi yaptırımlardandır.

Öte yandan, yasadışı bahis oynama fiili, memurun “devlet memurluğuna yakışmayan davranış” kapsamında değerlendirilirse, en ağır ceza olan devlet memurluğundan çıkarma cezası da uygulanabilmektedir. Özellikle yasadışı bahis oynayanların, kamunun güvenliğini ve kamu düzenini tehlikeye atacak bir davranış sergilediği değerlendirildiğinde, memuriyetten çıkarılma kararının alınması kaçınılmaz olmaktadır.

İnternet Üzerinden Kumar Oynama Suçu ve Cezası Nedir?

Türkiye’de internet üzerinden sanal kumar oynamak yasadışıdır ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında suç olarak tanımlanmıştır. İnternet üzerinden kumar oynayan kişiler için doğrudan hapis cezası uygulanmasa da büyük oranda idari para cezası verildiği bilinmektedir. Öte yandan, internet üzerinden gerçekleştirilen yasadışı kumar ve bahis faaliyetleri, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ile Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından izlenmektedir. Sonuç olarak, yasadışı kumar oynadığı tespit edilen kişiler hakkında idari para cezaları uygulanırken, oynatan ve aracılık edenlere ise daha yüksek düzeyde adli cezalar verilmektedir.

Yasadışı Bahis Oynatma, Yer ve İmkan Sağlama ve Para Transferi Suçları

Daha önce de belirttiğimiz gibi, yasadışı bahis oynatma, yer ve imkan sağlama ve para transferi suçları, Türkiye’de 7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında suç sayılmakta ve bu suçları işleyenlere yönelik ciddi cezai yaptırımlar uygulanmaktadır. Bu yasalar, yasadışı bahisi engellemek ve toplumu bu tür faaliyetlerden korumak amacıyla getirilmiştir. Oynama eyleminin cezai yaptırımları arasında adli para cezası bulunurken, oynatma ve aracılık yapma suçları daha ağır şekilde cezalandırılmaktadır. Bu tür suçlar genellikle karmaşık ve zaman alıcı olduğundan, cezai yaptırımlar hakkındaki detaylı bilgiyi İzmir Avukat ve Hukuki Danışmanlık Bürosu Kalemci Hukuk ile iletişime geçerek alabilirsiniz. 

Yasadışı Bahis Cezası Affı Var mı? 

7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun’a göre yasa dışı bahis cezası affı uygulanabilmektedir. Bu aftan kastedilen, kanun kapsamındaki borçların yapılandırılmasıyla cezaların ve bunlara bağlı eklerin tamamının veya bir kısmının ödenerek kalan cezaların ve eklerinin silinmesidir. Böylece, yasadışı bahis oynama nedeniyle alınan kesinleşmiş idari para cezalarının yapılandırılması mümkün hale gelmektedir.

7258 Sayılı Yasanın 5.1-c Maddesi

7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 5. maddesi, yasadışı bahisle ilgili yaptırımları belirlemektedir. Yasadışı bahis oynatmak, bu tür bahislerin yapılmasına olanak sağlamak, teşvik etmek ve reklamını yapmak gibi eylemler suç olarak kabul edilirken, yasadışı bahis oynamak ise kanunda kabahat olarak tanımlanmıştır.

7258 sayılı yasanın 5.1-ci maddesinin madde metni ise “spor müsabakalarına dayalı sabit ihtimalli veya müşterek bahis ya da şans oyunlarıyla bağlantılı olarak para nakline aracılık eden kişiler, üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır” şekildedir:

Sıkça Sorulan Sorular

Kaçak Bahis Sitelerinde Oynayanlar Ceza Alır Mı?

Evet, kaçak bahis sitelerinde oynayanlar cezai yaptırımlarla karşılaşabilir. Türkiye’de 7258 sayılı kanun çerçevesinde, yasadışı bahis oynamak belirli yaptırımlara tabidir.

Bahis Cezasını Ödemezsem Ne Olur?

Para cezasını ödemediğiniz takdirde, ceza icra takibine alınabilir. Bu durumda, alacaklı olan devlet kurumları (genellikle Maliye Bakanlığı veya ilgili vergi daireleri) tarafından icra takibi başlatılır.

Yasa Dışı Bahis Cezası E-Devlette Görünür Mü?

Yasadışı bahis nedeniyle adli bir ceza almışsanız, bu ceza adli sicil kaydınıza yansır. Yasa dışı bahis cezası sorgulama için, E-devlet üzerinden adli sicil kaydınızı sorgulayarak, alınan hapis cezası veya diğer adli cezalar hakkında bilgi edinebilirsiniz.

Yasa Dışı Bahis Cezası Kaç Yıl Yatar?

Yasadışı bahis cezasının ne kadar süre yatacağı, verilen cezanın türüne ve mahkeme kararına bağlıdır. Türkiye’de yasadışı bahisle ilgili cezalar, genellikle hapis cezası veya idari para cezası olarak uygulanmaktadır.

Yasa Dışı Bahis Cezası Nasıl Anlaşılır?

Yasadışı bahis cezasının anlaşılması, adli sicil kaydı, mahkeme kararları, idari cezalar ve hukuki danışmanlık gibi yollarla sağlanabilir. Bu süreçlerde dikkatli olmak ve gerekirse profesyonel yardım almak önemlidir.

Temyiz ve Temyiz Süreci Nedir?

Temyiz Ne Demek?

Temyiz nedir? Temyiz, Türk hukuk sisteminde bir mahkeme kararının hukuki açıdan incelenmesini sağlayan yasal bir yoldur. Temyiz, genellikle Yargıtay tarafından gerçekleştirilir ve yalnızca hukukun doğru uygulanıp uygulanmadığını denetlemektedir. Bu süreçte, istinaf mahkemesi tarafından verilen kararların hukuka uygunluğu detaylı bir şekilde kontrol edilmektedir. Genellikle temyiz süresi, istinaf mahkemesi kararının tebliğinden itibaren 15 gün olarak belirlenmiştir. Genel bir ifadeyle temyiz, hukukun adalet sağlama misyonunun bir parçası olarak hatalı kararların düzeltilmesine olanak tanımaktadır. 

Kimler Temyiz Hakkına Sahiptir?

Temyiz hukuk hakkına sahip olan kişiler başlıca olarak davanın tarafları olmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, sanık yani yargılanan kişinin öncelikli olarak temyiz hakkına sahip olduğu söylenebilmektedir. Sanığın sahip olduğu bu hakkı, söz konusu kişinin yasal temsilcileri yani vasisi, anne-babası, avukatı veya eşi tarafından da kullanılabilmektedir. Özellikle süreçlerin etkili ve detaylı bir şekilde sürdürülebilmesi için bir avukatla iş birliği yapılması önerilmektedir. Mahkeme süreçleri yapıları gereği karmaşık olduğundan, bir avukat yardımıyla olası sorunların önüne geçilmesi mümkündür. Siz de Kalemci İzmir Avukatlık ve Hukuki Danışmanlık Bürosu ile iletişime geçerek ceza avukatları tarafından gösterilen hizmetlerimizden yararlanabilirsiniz. 

Öte yandan davaya müdahil olan diğer kişiler de yerel mahkeme kararını temyiz edebilirler. Bu kişiler arasında şikayetçi olan taraflar, mağdurlar ve suçtan zarar görenler yer almaktadır. Ek olarak, ceza davalarında, Cumhuriyet savcısı da temyiz başvurusu yapma hakkına sahiptir.

Temyiz Süreci Nedir? 

Temyiz süreci, bir mahkeme kararının daha üst bir mahkeme tarafından incelenmesi ile başlamaktadır. Söz konusu kararın tebliğinden itibaren belirli bir süre içinde temyiz başvurusunun yapılmış olması gerekmektedir. Başvuru işlemi, temyiz dilekçesi ile ilgili temyiz mahkemesine sunulmaktadır. Sonraki aşamalar ise temyiz mahkemesi tarafından temyiz dilekçesinin incelenmesi ile devam etmektedir. Dilekçede usul ve esas yönünden belirtilen itirazların incelenmesine öncelik verilmektedir. Bu aşamada, temyiz mahkemesi, dilekçenin kabul edilebilir olup olmadığını farklı açılardan değerlendirmektedir.

Dilekçenin kabul edilmesi durumunda, önceki mahkeme dosyası incelenmektedir. İlgili belgeler, deliller ve önceki mahkeme kararları bu aşamada titizlikle gözden geçirilmektedir. Temyiz mahkemesi tarafından kararın hukuka uygunluğu değerlendirildiğinde, dosyanın yeniden yargılanması değil, mevcut kararın hukuki yönleri incelenmektedir.

Sonuç olarak mahkeme, dosyayı inceledikten sonra ya kararı onaylar ya da bozar. Kararın onanması durumunda, alt mahkeme kararı kesinleşir. Bozma durumunda ise dosya ilgili mahkemeye geri gönderilir ve mahkeme, temyiz mahkemesinin gerekçelerine uygun olarak yeni bir karar kabul eder. Bu süreç, mahkeme türüne ve davanın özelliklerine göre değişiklik gösterebilir, ancak genel olarak yukarıdaki aşamaları takip etmektedir. 

Temyiz Sebepleri Nedir? 

Türkiye’deki hukuk sisteminde temyiz sebepleri genel olarak belirli başlıklar açısından açıklanmaktadır. Örneğin, mahkemelerin usulüne uygun yargılama yapmadığı düşünüldüğünde bu sürece başvurulmaktadır. Bu usul uygunsuzluğunun örnekleri arasında taraflara yeterli süre verilmemesi veya delillerin değerlendirilmesinde hatalar yapılması gibi durumlar yer almaktadır. Mahkeme, hukukun genel kurallarını veya yürürlükteki mevzuatı yanlış yorumladığında veya uyguladığında da temyiz başvurusunun yapılması mümkündür. 

Öte yandan, sunulan deliller yanlış değerlendirildiğinde, eksik delil toplandığında veya delillerin yetersiz şekilde incelenmesi durumlarında da bu sürece başvurulduğu görülmektedir. Verilen kararın hukuki dayanağının yetersiz olması da temyiz sürecine zemin yaratmaktadır. Unutmamak gerekir ki, bu sebepler, temyiz dilekçesinde açıkça belirtilmelidir. Çünkü, temyiz mahkemesi bu sebepler doğrultusunda kararları inceleyerek sonuca varmaktadır. 

Temyiz Başvurusu Nasıl Yapılır?

Temyiz başvurusu için konulan süre kararın tebliğinden itibaren 15 gün olarak belirlenmiştir. Sürece başlamak için ilk olarak dilekçe eksiksiz bir şekilde hazırlanmalıdır. 

Dilekçede aşağıdaki unsurların yer alması gerekmektedir:

  • Tarafların demografik bilgileri (ad, soyad, adres, T.C. kimlik numarası).
  • Temyiz edilen kararın hangi mahkemeden, hangi tarihte verildiği ve kararın numarası.
  • Temyiz sebepleri.
  • Talep edilen sonucun açıkça ifade edilmesi.

Öte yandan temyiz dilekçesine, kararın dayandığı belgelerin ve delillerin kopyaları da eklenmelidir. Temyiz sebebi olarak ileri sürülen her türlü belge ve delilin dilekçeye dahil edilmesi kararın istenilen sonucu vermesi açısından oldukça önemlidir. Sonraki aşamada, hazırlanan temyiz dilekçesi, ilgili temyiz mahkemesine (örneğin Yargıtay) bizzat veya İzmir ceza avukatı aracılığıyla sunulmalıdır. Başvuru sırasında ise mahkeme harcı ve diğer gerekli ücretlerin ödenmesi de gerekmektedir. Harç miktarı, başvuru yapılan mahkemenin türüne ve davanın niteliğine göre değişiklik gösterebilmektedir. 

Temyiz dilekçesi mahkemeye ulaştıktan sonra ise, mahkeme bu dilekçeyi inceler ve taraflardan gerekirse görüş alabilir. Daha sonra ise temyiz mahkemesi, başvuru dosyasını inceleyerek karar verir.

Temyiz Başvuru Süresi Ne Kadar?

Son dönemde 7499 sayılı Kanun’un. 18. Maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Temyiz İstemi ve Süresi” başlıklı 291. Maddesine bir düzenleme getirilmiş ve temyiz usulüne de hükmün açıklandığı tarihten itibaren iki hafta içerisinde başvurulması süresi eklenmiştir. 

Fakat söz konusu düzenlenme 01/06/2024 tarihi ve daha sonra verilen kararlar için uygulanmakta olup 01/06/2024 yılına kadar açıklanan kararlar için ise temyiz başvuru süresi hükmün açıklanmasından itibaren on beş gün olarak tatbik edilmeye devam etmektedir. Temyiz ve istinaf farkı da kendini bu açıdan göstermektedir. 

Temyiz Dilekçesi Nasıl Yazılır?

Ceza temyiz dilekçesi, mahkeme kararına itiraz etmek amacıyla yazılan bir belge olmakta ve genellikle dava taraflarının avukatları tarafından hazırlanmaktadır. Ancak, avukatlardan ziyade taraflar kendileri de temyiz dilekçesini yazabilirler. Dikkat etmek gerekir ki, temyiz süreci karmaşık hukuki kavramlar içerebilir ve bu nedenle bir avukat tarafından yardım almak önerilmektedir. Çalıştığınız avukat, temyiz sebeplerini etkili bir şekilde belirleyebilir ve hukuki argümanları doğru bir biçimde sunabilmektedir. 

Temyiz Dilekçesi Örneği

 

(CEZA MAHKEMELERİNİN KARARINI TEMYİZ EDERKEN KULLANILACAK DİLEKÇE ÖRNEĞİ)

 

YARGITAY (   ) CEZA DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

Gönderilmek Üzere

RİZE ………….. CEZA MAHKEMESİNE

 

DOSYA NO                             :

 

TEMYİZ EDEN                             : (Ad-Soyad, Anne-Baba Adı, Doğum Tarihi, Taraf Sıfatı (Sanık-Katılan-Müşteki-Malen Sorumlu vs.) T.C. Kimlik No)

 

TEMYİZ EDİLEN KARAR          :

 

SUÇ                                               :

 

SUÇ TARİHİ                                 :

 

KARAR TARİHİ                           :

 

KARARIN TEBLİĞ TARİHİ        :

 

TEMYİZ NEDENLERİ                 :

                                                         1-

                                                         2-

                                                         3-

                                                         4-

 

NETİCE VE TALEP                    : Yukarıda belirtilen nedenler ve dairenizce resen gözetilecek hususlar uyarınca usul ve yasaya aykırı olduğunu düşündüğüm …. Ceza Mahkemesinin …../…./…. tarih ve …….. esas ve karar sayılı kararının temyiz incelemesinin yapılarak bozulmasına karar verilmesi arz ve talep olunur…./…./….

 

                                                                                                         (Ad-Soyad)

                                                                                       Temyiz Talebinde Bulunan

                                                                                                    İmza

                                                                                           

 

 

 

(HUKUK  MAHKEMELERİNİN KARARINI TEMYİZ EDERKEN KULLANILACAK DİLEKÇE ÖRNEĞİ)

 

 

YARGITAY (  ) HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NA

         Gönderilmek Üzere

                     RİZE…………………….. MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE

 

 

DOSYA NO                  :

 

TEMYİZ EDEN                 : (Ad-soyad, Anne-Baba Adı, Doğum Tarihi, Adres Bilgisi ve T.C. Kimlik No)

 

KANUNİ TEMSİLCİ         : (Veli-Vasi-Kayyım Var İse Bu Kişilerin Ad-Soyad, Adres Bilgisi ve T.C. Kimlik No)

 

VEKİLİ                        : (Avukat İle Takip Ediliyor İse Ad-soyad, Adres Bilgisi)

 

KARŞI TARAF           : (Ad-soyad, Anne-Baba Adı, Doğum Tarihi, Adres Bilgisi ve T.C. Kimlik No)

 

KANUNİ TEMSİLCİ         : (Veli-Vasi-Kayyım Var İse Bu Kişilerin Ad-Soyad, Adres Bilgisi ve T.C. Kimlik No)

 

VEKİLİ                        : (Avukat İle Takip Ediliyor İse Ad-soyad, Adres Bilgisi)

 

TEMYİZ EDİLEN KARAR : Rize …… Hukuk Mahkemesi’nin …… tarih ve ……. esas ve karar sayılı kararı

 

MAHKEME KARARININ

 TEBLİĞ TARİHİ              :

 

KARARIN ÖZETİ             :

 

 

TEMYİZ NEDENLERİ     :   1-

                                                 2-

                                                 3-

                                                 4-

                                              

NETİCE VE TALEP  :   Yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı olduğunu düşündüğüm Rize …… Hukuk Mahkemesi’nin ……. tarih ve ……. esas ve karar sayılı kararının temyiz incelemesinin yapılarak bozulmasına karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.

 

                                                                                 Temyiz Talebinde Bulunan

                                                                                               (Ad-Soyad)

                                                                                           İMZA