İspat hukukunda hakim olan genel ilke iddiada bulunanın bu iddiasını ispatla yükümlü olmasıdır. Tüm dava türlerinde olduğu gibi işçi ile işveren arasında görülen davalarda da kural olarak iddia eden taraf bu iddiasını ispatla mükelleftir. Nitekim Türk Medeni Kanununun ilgili 6. Maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili 190. Maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” denilmek suretiyle bu husus hüküm altına alınmıştır.
Yargıtay Kararları Işığında Alt İşverenlik
Ticari hayatta, iş hayatında faaliyet gösteren işyeri ve işverenlerin, zaman zaman yardımcı ve uzmanlık gerektiren işlerde başkaca şirket veya işverenlerden yardım/hizmet alması gerekmektedir. Bu gibi durumlarda yardım alınan şirket veya şahıs işverenin işçilerinin hangi tarafın işçisi olduğu ve muhtemel ya da doğmuş alacaklarından sorumluluk noktasında birtakım uyuşmazlıklar meydana gelmektedir.
4857 Sayılı İş Kanunu ile Alt İşverenlik Yönetmeliğinden asıl işveren-alt işveren ilişkinin kurulması için gerekli şartlar düzenlenmiştir.