Uyuşturucu Kullanma, Bulundurma Suçu ve Cezası

Uyuşturucu Kullanma, Bulundurma Suçu ve Cezası

Uyuşturucu Kullanma, Bulundurma Suçu ve Cezası

Uyuşturucu kullanma, bulundurma suçu ve cezası hakkında tüm detaylı bilgilere bu içerikten kolay bir şekilde ulaşabilirsiniz. Günümüzde keyif verici madde olarak bilinen eroin, kokain, esrar vb. maddeler kişisel kullanım amacıyla satın alınmış olan, herhangi bir nedenle uyuşturucu madde kabul eden, kullanma amacıyla bulunduran suçu işlemiş olur. Uyuşturucu madde suçları iki farklı şekilde işlenmektedir.

  • Uyuşturucu madde kullanmak,
  • Kullanma amacıyla uyuşturucu madde satın almak veya bulundurmak

Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımı; narkotik veya uyarıcı bir maddenin ağız veya burun yoluyla, damar içine veya deri altına enjekte edilerek veya enjeksiyon veya başka bir şekilde vücuda alınması olarak tanımlanmaktadır.

Kullanım için bir narkotik veya uyarıcıya sahip olmak, bir kişinin kendisinin veya bir başkasının uyuşturucu veya uyarıcısını fiilen ve/veya yasal kullanım için kendi emrine vermesi anlamına gelir. Bulundurma, bir narkotik veya uyarıcı madde üzerinde gerçek bir hakimiyet ilişkisinin devam etmesi anlamına gelir. Burada sürekli bir suç faaliyeti olduğu için kısa veya uzun süreli uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmanın suçun oluşmasıyla ilgisi yoktur.

Kişisel ihtiyaçları aşan miktarda uyuşturucu madde bulundurmak, uyuşturucu kaçakçılığı suçundan cezalandırılır. İzmir ceza avukatı tavsiye konusunda Kalemci hukuk sizlere yardımcı olacaktır. Bu içeriği dikkatli bir şekilde okuyarak Uyuşturucu davaları ne kadar sürer?, Uyuşturucu kullanmanın cezaları ne kadar ? gibi sorulara yanıt bulabilirsiniz.

Kullanmak İçin Uyuşturucu Madde Bulundurma Suçunun Şartları

Uyuşturucu madde kullanmak için kullanma suçu ile uyuşturucu madde ticareti suçu birbirlerine karıştırılmaktadır. İşlenmiş olan fiilin kullanılması amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak mı yoksa uyuşturucu madde ticareti yapmak mı olduğunun tespiti için sanıkların bulundurma amacının değerlendirilmesi gerekmektedir. Sanığın uyuşturucu bulundurma suçu için aşağıda var olan kriterler göz önünde alınmaktadır.

  1. Uyuşturucu miktarı: Uyuşturucu bulundurma ve uyuşturucu kaçakçılığı açısından en önemli kriter yakalanan uyuşturucu madde miktarıdır. Sanığın kişisel ihtiyaçlarından fazla uyuşturucu bulundurması, uyuşturucuları kişisel kullanım amacı dışında (örneğin, satış, taşıma vb.) bulundurduğunu gösterir. Kişisel kullanım için kabul edilebilir miktarlar, kişinin fiziksel ve zihinsel anatomisine ve uyuşturucu veya uyarıcı maddenin doğasına, türüne ve kalitesine göre değişir. Buna göre sanığın elinde uyuşturucu amaçlı olmayan yıllık kullanım miktarından fazla uyuşturucu madde bulunduğu tespit edilmiştir.
  2. Failin Davranışları: Sanığın elinde bulundurulan uyuşturucu maddeyi başkasına satmak veya devretmek, tedarik etmek gibi davranışlar içerisinde girip girmediği araştırılmaktadır. Failin davranışları uyuşturucu madde kullanımına yönelik olmalıdır. Örnek olarak failden uyuşturucu madde satın aldığını söyleyen tanıklar veya başka sanıkların beyanı bulunuyorsa, fiil uyuşturucu madde ticareti suçu olarak vasıflandırılmaktadır. Fail kişinin uyuşturucu satmak üzere müşteri arayışına girmek, pazarlık yapılması veya maddeden örnek gösterilmesi gibi davranışlar uyuşturucu madde ticareti suçu işlendiğine dair hususlardır.
  3. Uyuşturucu maddenin saklandığı yerler: Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin sanıklar tarafından saklandığı yer dikkate alınarak uyuşturucu maddeyi kullanmak için mi yoksa satmak için mi saklandığı tespit edilmelidir. Kişisel ihtiyaçlar için bulundurulan uyuşturucu maddeler, maddeye kolay bir şekilde ulaşılmayacak bir yerde saklanmış olması uyuşturucu madde ticaretin yapıldığının göstergesidir.
  4. Uyuşturucu bulundurmak: Uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma şekli de suçun mahiyetine karar vermede önemli kriterlerden biridir. Çok miktarda uyuşturucu ve özenle hazırlanmış küçük paketlerin bulunması, hassas tartım nedeniyle her bir pakete aynı miktarda ilaç konulması, hassas terazilere ve ambalajlamada kullanılan ambalaj malzemelerine uyuşturucunun konulduğu yerde veya yakınında ele geçirilmesi, ele geçirilen ilacın olup olmadığı Amacına uygun kullanılmıştı Bunun dışında bir amaç önemli bir işaret olurdu.

Ayrıca davalının geçimi ve gelir kaynağı gibi olgular da sanığın sosyoekonomik durumu ve diğer delillerle birlikte değerlendirilir. İzmir ağır ceza avukatları tüm bu süreçlerde sizlere yardımcı olacaktır.

Uyuşturucu Madde Kullanma veya Bulundurma Suçunun Cezası

Kullanma amacıyla uyarıcı ve uyuşturucu madde satın alan, ticareti kabul eden veya bulunduran kişiler uyuşturucu madde kullanma suçundan 2 yıl ile 5 yıl arasında yer alan hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. Kullanma amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçlarında yurt, okul, kışla, hastane, ibadethane gibi eğitim, tedavi, sosyal ve askeri amaçlarla toplu bir şekilde kullanılan tesis ve binalar ile bunların yakın çevrelerinde yer alan duvar, tel örgü vb. alanlara 200 metre sınırla yakın mesafede yakın çevrede umuma açık veya umumi yerlerde işletme halinde verilen ceza yarı oranında arttırılmaktadır.  Yani bu davada suçun cezası 3 yıldan 7,5 yıla kadar hapis.

Uyuşturucu kullanma ve bulundurma suçlarından kovuşturmaların ertelenmesi

Uyuşturucu suçlarının soruşturulması nedeniyle savcı, toplanan delillerle davanın açılması için yeterli şüphe bulunduğunu tespit ettikten sonra zanlının kamuya açıklanmasının 5 yıl ertelenmesine karar verdi. Yükümlülüklerini veya yasağı ihlal etmenin sonuçlarını yerine getirmez.

Erteleme süresi içinde şüpheli hakkında en az bir yıllık denetimli serbestlik süresi uygulanır. Bu süre, savcının kararı ile üç ay içinde bir yıla kadar uzatılabilir. Denetimli serbestlik personeli, gerekli görülmesi halinde denetimli serbestlik süresi boyunca tıbbi tedavi görebilir. İlgili kişinin erteleme süresi tarafında aşağıda yer alan fiillerin işlenmesi halinde erteleme kararı sona erdirilerek ilgili dava kamu davasına dönüşmektedir. Bu fiiller kısaca:

  • Kendisine uygulanan tedavi ve yüklenmiş olan yükümlülüklere veya gerekliliklere uygun davranmamaya devam etmesi,
  • Tekrar kullanmak amacıyla uyarıcı veya uyuşturucu madde satın almak veya bulundurmak,
  • Uyarıcı veya uyuşturucu madde kullanmak

Ertelenme süresi boyunca ilgili kişiler uyuşturucu madde kullanmak amacıyla maddeyi satın alan, almayı kabul eden veya bulunduran veya uyarıcı madde kullandığında, dördüncü fıkra uyarında ihlal sayılmakta ve ayrı bir soruşturma açılmamaktadır. Sizlerde bu tür cezalar ile karşı karşıya kaldıysanız İzmir asliye ceza avukatları ile iletişime geçebilirsiniz.

Tehdit Suçu Nedir?

Tehdit Suçu Nedir?

Tehdit suçu nedir? Tehdit ve hakaret suçu ile alakalı merak ettiğiniz tüm bilgilere sitemiz üzerinden kolay bir şekilde ulaşabilirsiniz.

Tehdit suçu, yapılacak olan kötülüğün habercisidir ve kötülüğün meydana gelmesi, sanki gelecekte birinin aleyhine olacakmış gibi, failin iradesine bağlıdır. Tehdit suçları, bir kişiye haksız yere zarar verileceğinin veya zarara uğratılacağının söylenmesiyle oluşur. Tehdit suçunun oluşmasına yol açan bu bildirim sözlü ve davranışla yapılabilir.

Tehdit suçlarının koruduğu hukuki değerler, kişisel iç huzuru, karar ve eylem özgürlüğüdür. Failin fiili uygularken tehdit kapsamı dışında söz ve eylemleri varsa “gasp” suçu doğabilir.

Tehdit, “gözdağı vermek” anlamına gelir, birine zarar verileceğini veya zarar verileceğini bildirmektir. Bu tür bir bildirim, sözlü veya başka yollarla, bu durumda davranış yoluyla olabilir. Dolayısıyla tehdit suçu söz,resim, sayı veya işaretlerle işlenebilen bir suç olup, mağdurun işlenmek üzere olan haksızlığın bildirilmesi önemlidir.

Tehdit Suçu Kimler Aleyhine İşlenebilir?

Tehdit suçları sadece ve sadece gerçek kişiler aleyhine işlenebilmektedir. Tüzel kişi olarak bilinen dernek, vakıf, şirketler aleyhine tehdit suçlarının işlenmesi kanunlar çerçevesinde mümkün değildir. Tehdit suçları kişilerin manevi dünyası ile ilgilidir. Örnek olarak bir kişinin işletmesini tamamen kapattırılacağına dair bir tehdit suçu işlenir yapılan tehdit doğrudan işletme yöneticilerini ilgilendirdiği için tüzel kişiliğe değil şahıslara karşı işlenmiş olarak kabul edilmektedir. Sizlerde tehdit suçu ile karşı karşıya kaldıysanız İzmir ağır ceza avukatları ile birlikte çalışabilirsiniz.

Tehdit Suçunun Hukuki Niteliği Nedir?

Tehdit suçları hukuki olarak başlangıçta da belirttiğimiz gibi bir tehlike suçudur. Bu suçlar mağduru korkutma amaçlı olarak işlenmiş bir suç olduğu için tehditvari konuşmaları ve davranışları içermektedir. Somut olarak zarar verip vermediğinin dava açısından bir önemli bulunmamaktadır. Tehdit suçlarının fiile dönüş dönüşmediği dava açısından hafifletici bir neden değildir. İzmir asliye ceza avukatları sizlere tüm bu süreçlerde yardımcı olacaktır.

Tehdit Suçunda Şikâyet, Zamanaşımı ve Uzlaştırma

Yalnızca mala yönelik basit suç tehditleri veya başka tehlikeler teşkil eden şikayetler hakkında şikâyette bulunulabilir. Bu nedenle aşağıda açıklanan malvarlığının değerini tehdit etme suçunun temyiz süresi 6 aydır. Şikâyet süreci, mağdurun suçu ve faili öğrenmesiyle başlar.

Basitçe yaşam hakkını tehdit eden suçlar gibi tüm yüksek kaliteli davalar, dava gerektiren suçlar kategorisine girmez. Bu suçlar için temyiz hakkı 8 yıl yani zamanaşımı süresi içinde kullanılabilir ve suç zamanaşımı içinde soruşturulabilir.

TCK m. 106/1 kapsamındaki tehdit suçunun temel şekli, taraflar arasında uzlaşma usulünün uygulanmasını gerektiren suçtur. Uzlaştırma kapsamındaki suçlarda, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında öncelikle arabuluculuk usulü uygulanmalı, uzlaşma sağlanamazsa soruşturmaya veya yargılamaya devam edilmelidir. Sizlerde tehdit suçu ile karşı karşıya kaldıysanız hakkınızı savunması için İzmir asliye ceza avukatları ile dava süreçlerini yürütebilirsiniz. Alanında uzman avukatlarımız tüm aşamalarda sizlere yardımcı olacak ve davanızın başarılı bir şekilde sonuçlanmasına olanak sağlayacaktır.

Tehdit Suçunun Unsurları

Tehdit suçunun unsurları düşünüldüğünde meydana gelmesi için haksız ve ağır bir zarara uğratılacak olan mağdura bildirilmesi gerekmektedir. İlgili suçun gerçekleşesi tehdit eden tarafın iradesine bağlı olarak gelecekle gerçekleşme ihtimalinin var olduğunu varsayılmaktadır. Birini tehdit etme cezası düşünüldüğünde mağdurun karar verme, özgür bir şekilde hareket etme özgürlükleri kısıtlanmaktadır. Yapılan tehdit mağdurun huzurunu bozacak ve endişeye sevk edecek şekilde olmalıdır. Yapılan fiil endişeye mahal vermediği durumlarda tehdit suçu oluşturmamaktadır. Ceza avukatı izmir, tehdit suçunun manevi açısından genel kast yeterli görmektedir. Suçu işleyen kişi tehdit fiillerini isteyerek ve bilerek işlemesi, mağdura verilecek zararın haksız yere olması yeterlidir. Tehdit suçunun unsurlarının yerine getirilmesi için ürkütücü, korkutucu ve ciddi bir tehdit kastı bulunmalıdır. Bu durumların oluşmadığı takdirde işlenen fiil tehdit olarak nitelendirilmemektedir. İzmir ceza avukatı tavsiye sizlere tüm aşamalarda kolaylık sağlayarak davanızın en kısa sürede tamamlanmasını sağlayacaktır.

Tehdit Suçunda Kavga Sırasında Söylenen Sözler

Bir tartışma sırasında söylenen sözler, o andaki ruh halinden dolayı kaba ve öfkeli olabilir. Yersiz tahrikten dolayı indirim sebebi olarak kabul edilse bile, oyuncunun iradesini etkileyen bir unsur olarak yoğun öfke ve keder (kızgınlık) nedeniyle ihmalkârlıkla azaltabilme durumu, kavga, kavga, kavga gibi durumlarda kötü davranıştan kaynaklanıyorsa. Kasıt haksız tahrik sebebi olarak kabul edilebilir, ancak suçun oluşmasını önleme meselesi olarak kabul edilemez.

Belirli durumlarda; mahkeme, sanığın tartışma ve kavga sırasında taraflara söylediği “Senin kafanı kesip aşağı atacağım” gibi sözlerinin, tehdit suçunun tasarım unsuru aramaması ve suçun işleneceğine ilişkin görüşme sırasında tehdidin hukuka uygun ve yersiz bir nedeni yoksa beraat kararı verilmesini hukuka aykırı bulmaz.

İletme Kastıyla Gıyapta Tehdit Suçu Nasıl İşlenir?

Tehdit suçu iki farklı bir şekilde işlenmektedir. İlk hal içerisinde tehdit içeren sözler doğru bir şekilde söylenerek işlenmiş olan tehdit suçudur. İkinci hal ise iletme kastı taşıyan fail tarafından mağdur edilecek olan kişiye iletilmesi muhtemel olarak kişiye gıyabında tehdit içeren sözlerin söylenmesiyle oluşan tehdit suçudur. Bu suç unsuru içerisinde fail iletme kastı ile birlikte hareket ederek tehdit içeren mesajı karşı tarafa iletmektedir.

İzmir ceza avukatı sizlere tehdit suçları ile karşı karşıya kaldığınız her anda yardımcı olmaktadır. Öyle ki bu durum ile karşı karşıya kaldığınızda İzmir avukatlık bürosuna başvurduğunuz ilk anda gerekli delillerin toplanması ve dava dosyası haline getirilmesi için gerekli tüm adım sizlere aktarılacaktır. Daha sonra gerekli deliller toplanacak ve sanık hakkında verdiğiniz vekaletname ile birlikte dava açılacaktır. Dava aşamasında işinize yarayacak olan tüm evrakları İzmir avukat sizin için toplayacak ve dava ile ilgilenen hakime sunacaktır.

Bilişim Avukatı Kimdir? Bilişim Avukatı Ne İş Yapar?

Bilişim Avukatı Kimdir? Bilişim Avukatı Ne İş Yapar?

Bu içeriğimizi okuyarak bilişim avukatı kimdir? Bilişim avukatları ne iş yapar aklınıza takılan tüm sorulara kolay bir şekilde cevap bulabilirsiniz. Günümüz popüler mesleklerinden birisi olan bilişim avukatlığı internet ortamında işlenen suçlarda bilişi suçları avukatları ilgilenmektedir. Bilişim avukatları aynı zamanda bilişim suçları avukatı, internet avukatı olarak da adlandırılmaktadır. Tüm bu bilgilerin yanı sıra ülkemizde bilişim avukatı olarak görev yapan kişilere internet avukatı, siber avukatı gibi tanımlamalar da yapılmaktadır.

Bilişim sistemleri elektronik ortamlarda var olan bilginin birbirleri arasında aktarılmasıdır. Bu doğrultuda bilişim kavramı günümüzde cep telefonları, tabletler, bilgisayarlar, pos cihazları vb. araçlarla yapılan bilgi transferini ifade etmektedir. Günümüzde yaygın sosyal medya uygulamaları Tiktok, Facebook, İnstagram, Twitter vb. mecralarda hesapları ile birbiri ile veri alıp göndermelerine bilişim sistemleri aracılık etmektedir. Bu sistemler üzerinde işlenmiş olan her türlü suçlar bilişim sistemleri suçlarına girmektedir. Bu alan için kendini geliştirmiş İzmir bilişim avukatı sizlere her türü desteği sağlayacaktır.

Bilişim Hukuku Nedir?

İnsanların birbirleriyle iletişim kurarken kullandıkları ve etkileşimde bulundukları ortamlar bilişimin temelini oluşturur ve karşılıklı olarak genelleştirilebilir. Bir kişinin diğerinden bilgi almasıyla ortaya çıkan unsurlar bilişimin kendisidir ve bu temel unsurlar kanunla korunmaktadır. Örnek olarak en çok kullandığımız ve en çok vakit geçirdiğimiz, hemen hemen herkesin birbiri ile paylaşımda bulunabildiği, bilgi alışverişinde bulunabildiği, iletişim kurabildiği ve online alışveriş keyfini yaşayabildiği ağ ortamını verebiliriz. Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere bilimin temelini oluşturan bilgi akışı elektronik ortamda sağlanmakta ve doğal olarak bazı sorunlar kaçınılmaz olarak ortaya çıkmaktadır. Akılcılığa ve mantığa uygun olarak işlenen bilgi ve paylaşımlar, iletim ve iletim sırasında da bazı kötü niyetli kişilerin eline geçerek olumsuz sonuçlara yol açabilmektedir.

Bilişim Suçları Avukatı Hangi Davalara Bakar?

Alanında uzman bilişim avukatları diğer isimleriyle siber suçlar avukatları TCK 5237 sayılı kanununda düzenlenmiş olan bilişim suçları davaları ile ilgilenmektedir. Bu bilişim suçları kısaca:

  • Bilişim sistemine izinsiz olarak girme- sızma suçları,
  • Sağlıklı çalışan bir sistemin bozulmasına neden olmak, erişilmez kılmak, içerisinde var olan verileri yok etme, değiştirme suçları,
  • Kanunlarda yer alan yasaklı cihaz ve programların kullanmasından kaynaklanan suçlar,
  • Kredi veya banka kartlarının kötü amaçlarla kullanılması suçları

Sizlerde yukarıda sıralanmış olan suçlardan biri veya birkaçına maruz kaldıysanız alanında uzman bilişim suçları avukatı İzmir şubesi ile iletişime geçebilirsiniz.

Bilişim Suçları Örnekleri

Yukarıda yer alan maddeler ile sizlere bilişim suçları nelerdir? Sorusuna yanıt vermiştik. Aşağıda yer alan paragraflarda da sizlere bilişim hukuku içerisinde yer alan bilişim suçlarını daha detaylı bir şekilde aktaracağız.

Bilişim sistemine girme suçu olarak nitelendiren suç kapsamında günümüzde yaygın olarak kullanılan programlar olan Facebook, Youtube, İnstagram, Twitter, Tiktok gibi sosyal medya araçları ve bu araçlara ek olarak haberleşme sistemleri olan Whatsapp, telegram, signal gibi uygulamalara profil sahibinden habersiz bir şekilde giriş yapılmasını sağlamak kanunlarımız kapsamında suç olarak nitelendirilmektedir. Bilişim suçlarında işlenen suçların ispatı IP adresinin tespiti veya ilgili platformda farklı yollardan suçluyu işaret eden deliller varsa alanında uzman bilişim avukatı İzmir tarafından yapılacak incelemeler ile mümkündür. Yapılan bu işlemlere istisna olarak bilişim sistemlerine sızma gerçekleştiren kişiyi bir gibi fiili olarak gördüyse ve tanıklık yapıyorsa bilişim suçları kapsamında tanık olarak dinlenmektedir.

İzmir bilişim suçları avukatı savunma ve iddiayı sadece teknik detaylar üzerinden değil aynı zamanda beyana dayalı olarak da dikkate almaktadır. Bu bilgiden hareketle bu şekilde bir suç ile karşı karşıya kaldıysanız en kısa sürede alanında uzman bilişim avukatı İzmir ile iletişime geçebilirsiniz.

Kredi veya banka kartının kötüye kullanılması suçu banka veya kredi kartının yaygın olarak kullanıldığı bu dönemlerde kolay bir şekilde işlenen bir suçtur. Kredi veya banka kartlarının kötüye kullanılması suçlarında bilişim suçları arasında düzenlenmesinin sebebi kartların kullanılması durumunda elektronik araçların fiziksel yöntemlerle kullanılması işlemidir. Örnek olarak günümüzde banka aracılığıyla ödeme yapmak için kullanılan pos cihazları üzerinde yapılan sahte işlemlerin tespit edilmesi, internet ortamında yapılan ödemelerde kart bilgilerinin izinsiz olarak kullanılması veya kartlara fiziki olarak erişerek bankamatikten yapılmış olan çekim işlemlerinin tamamı kredi veya banka kartlarının kötüye kullanılması suçunu oluşturmaktadır.

Siber suç avukatları, banka ve kredi kartı kötüye kullanım suçlarını ispatlama konusunda daha teknik imkanlara sahiptir. Çünkü kartın fiilen kullanıldığı yerde kamera, cep telefonu veya benzeri bir kayıt sistemi olabilir.

Yasaklanmış bir cihaz veya program kullanılarak suç; yalnızca bir bilgisayar suçunu veya bir bilişim sistemini bir araç olarak kullanarak işlenebilecek diğer suçları işlemek amacıyla üretilmiş veya oluşturulmuş bir cihaz, bilgisayar programı, şifre veya diğer güvenlik kodu. Örneğin kişilerin Instagram, Facebook veya Twitter profillerine izinsiz olarak erişmek için yapılan yazılımları kullanan kişi bu suçu işlemiş olur. Siber suçlar avukatı öncelikle yasaklanan cihaz veya programın niteliğine ilişkin teknik inceleme yapmalı, cihazı veya programı kullanan kişinin işlediği suçun neden olduğu zararı ve başka suç teşkil eden fiillerin işlenip işlenmediğini araştırmalıdır.

Sizlerde yukarıda sayılan bilişim suçlarına maruz kaldıysanız en kısa sürede firmamız ile iletişime geçerek izlenmesi gereken yollar hakkında bilgi alabilirsiniz. Alanında uzman avukatlarımız hakkını en ideal şekilde korumak için izlenmesi gereken tüm hukuki yolları sizlere sunacak ve kabul etmeniz halinde en kısa sürede dava işlemlerine başlayacaktır.

Bu içeriğimizde sizlere bilişim hukuku nedir? Bilişim suçları nelerdir gibi soruların detaylı bir şekilde yanıtını verdik.

Boşanma Davasında Avukatlık Masraflarını Kim Öder?

Boşanma Davasında Avukatlık Masraflarını Kim Öder?

Boşanma davasında avukatlık masraflarını kim öder sorusu son zamanlarda oldukça fazla sorulmaya başlanmıştır. Sizlerde bu içeriği dikkatli bir şekilde okuyarak boşanma davası ücretlerini ödemesi gereken taraf hakkında bilgilere sahip olabilirsiniz. Davaların açılmasından sonuçlanmasına kadar avukatlık masrafları dahil bir dizi ücretler bulunmaktadır. Bu çerçeve kapsamında dava açmaya karar veren eşler arasında ücreti hangi tarafında ödeyeceği ile alakalı konular oldukça fazla merak edilmektedir.

Boşanma Davalarında Harç ve Yargılama Giderleri Kim Tarafından Ödenir?

Boşanma davalarının açılması işlemleri sırasında öncelikle ödenmesi gereken ilk ücret ilgili mahkemeye dava başvuru harcıdır. Bu harç miktarı ortalama 452 TL olarak belirlenmiştir. Boşanma davası harç ücretleri dava dilekçesi verilirken peşin olarak ödenmektedir. Tüm bunların yanı sıra dilekçe verildikten sonra aile mahkemesinin yapmış olduğu yargılama giderleri tutarında da ödemeler yapılacaktır. Bu giderler mahkeme süresi boyunca yapılan diğer masraflar göz önünde tutularak hesaplanmaktadır. Boşanma davaları sırasında mahkeme masraflarının kimin ödeyeceği de en önemli konulardan bir tanesidir. Dava harcı ödenmesi durumu mahkemeye göre değişiklik göstermektedir. Davalı taraflarında anlaşması durumunda dava giderleri her iki taraf tarafından eşit bir şekilde ödenmektedir.

Anlaşmalı Boşanma Davalarında Masrafları Kim Öder?

Boşanma davasında mahkeme masraflarını ödeyecek olan tarafı mahkemenin belirleyeceği gibi aynı zamanda ödemeyi taraflar anlaşarak da yapabilmektedir. Bu sebepten ötürü taraflar ödeme konusunda ikili olarak rıza gösterebilmektedir. Bu durumda mahkeme masrafları karşılıklı olarak ortak bir şekilde ödenecektir.

Çekişmeli Boşanma Davalarında Masrafları Kim Öder?

Çekişmeli boşanma davalarında dava masraflarını kim öder sorusu da oldukça merak edilen konular arasında yer almaktadır. Boşanma davalarında mahkeme masraflarını hangi tarafın ödeyeceğini davanın içeriği de ilgilendirmektedir. Masrafların kimin ödeyeceği kısmında boşanmanın anlaşmalı mı boşanmalı mı olduğuna göre değişiklik göstermektedir. Çekişmeli bir şekilde açılmış olan davalarda davayı açan tarafın masrafları ödemesi gerekmektedir. Davaların kazanılması durumunda yargılama giderlerinin bir kısmı karşı taraftan temin edilebilmektedir. Özetle dava başlangıcına yapılan masrafları ödeyen taraf karşı taraftan bir kısmı tazmin edebilmektedir.

Çekişmeli boşanma davalarınızda sizlerin hakkını en iyi şekilde savunması için boşanma avukatı İzmir Bornova şubesi ile iletişime geçebilirsiniz.

Avukat Ücretini Kim Öder?

Boşanma davasında mahkeme masraflarını kim öder; Boşanma davasında taraflar bir avukatla çalışmıyorsa, davanın anlaşmalı bir şekilde mi yoksa çekişmeli mi olduğuna göre masrafları kendileri paylaşabilirler. Ancak, davacı veya karşı taraf bir avukat tutacaksa, her biri kendi avukatlık ücretini ödemek zorundadır. Kanun, avukatların vekaletname temelinde karşılıksız hizmet vermesini yasaklamaktadır. Bu nedenle müvekkilin vekaletname gelmeden önce vekalet ücretini ödemesi gerekmektedir. Davanın durumuna göre vekalet ücretim karşı taraftan talep edilmeyecektir. Boşanma avukatı İzmir Konak şubesi sayesinde en kısa sürede boşanma davalarınızı çözüme kavuşturabilirsiniz.

Boşanma Davalarında Hangi Masraflar Çıkıyor?

Boşanma davasında mahkeme harçlarını kim öder; Boşanma davasında çekişmeli boşanma durumunda davacının bir miktar harç ödemesi gerekir, çekişmeli boşanma durumunda ise her iki tarafın kararına bağlıdır. Bu harçlardan ilki dava açma harcıdır. Boşanma davası açarken ödenen mahkeme harçlarına ek olarak, yapılan başka mahkeme masrafları da vardır. Bu dava masrafları için dava sürecini gereksiz yere uzatmamak için davacıdan ortalama bir ücret peşin olarak alınır. Anlaşmalı boşanma davalarında ödenmesi gereken ön ödeme genellikle 250 TL ile 500 TL civarındadır. Boşanma davasında bilirkişi kanıtı isteniyorsa ortalama 500 TL masraf çıkacaktır. Boşanma davası boşlukların bulunmasına dayalı ise ortalama 600 TL ek ücret alınmaktadır. Boşanma davasında tanık beyanı ile birlikte kullanılması durumunda tanık başı ortalama 100 TL masraf çıkacaktır.

Boşanma başvurusunda tüm bu delillerin açıkça belirtilmesi önemlidir. Psikiyatri ücretinin ödenmemesi halinde hâkim tarafından deliller geçersiz sayılacaktır. Genel olarak anlaşmalı boşanma davalarında bu maliyetlerin daha düşük olduğunu söyleyebiliriz. Çekişmeli boşanma davaları ise daha fazla kanıt gerektirir ve bu nedenle daha yüksek maliyetlere neden olur. Sizlerde boşanma davalarınızı İzmir en iyi boşanma avukatı ile en kısa süre içerisinde çözüme kavuşturabilirsiniz.

Boşanma Davasında Maddi ve Manevi Tazminat Talep Edilebilir Mi?

Boşanma davalarında maddi ve manevi tazminat talep edilebilir. Bu talep ek dava gerektirmez ve boşanma davasında yapılabilir. Boşanma davalarında önerilen tazminat kalemleri sabit bir ücrete tabidir. Bu nedenle bol bol açmakta fayda var. Boşanma davası ücretleri hakkında en doğru bilgilere ulaşmak için İzmir boşanma avukatı bürolarını tercih edebilirsiniz. Birebir olarak alanında uzman ekibimizden fiyat bilgisi almak her yıl sürekli olarak değişen avukatlık ücretlerine en birincil yoldan ulaşmanıza olanak sağlayacaktır. İzmir boşanma avukatı tavsiye edilerek siz değerli müvekkillerimizin tüm haklarını en doğru şekilde korumaya özen gösteriyoruz.

Boşanmada Çocuğun Velayeti Kime Verilir?

Boşanma davalarında çocukların velayeti sosyal hizmetler öğretmeni tarafından düzenlenen rapora göre belirlenir. Sosyal hizmet eğitimcileri anne, baba ve çocukla görüşerek çocuğun yanında kimin kalacağını belirler. Çocuğun yaşı, evin durumu, ailenin geçim durumu, okula uzaklığı ve daha birçok faktör çocukla kimin yaşayacağına karar verilirken dikkate alınır. Buradaki tek fark, emzirme yaşının daha çok anne için olmasıdır. Velayet davalarında çocuğun yüksek yararı önemlidir ve çok aksi durumlar olmadıkça emziren çocuk anneye verilir.

Sizlerde boşanma davalarınızda sizleri savunması için alanında uzman bir avukatlık bürosu arıyorsanız İzmir boşanma avukatı ile iletişime geçebilirsiniz. İzmir boşanma avukatı tavsiye edilen en iyi avukatlar arasında yer almaktadır